Sosyalist İşçi 270 (10 Şubat 2007)

 

Sayfa 11 :


Sağlık haktır, satılamaz
GSS yasalaşmayacak!


Ümraniye KEG toplandı:
Bu yasayı püskürtebiliriz!

Neo-liberalizmin en azgın saldırılardan biri olan GSS yasa tasarısı toplumun yeteri kadar bilgi sahibi olmadığı bir konu. Bizim yaşadığımız mahalle yaklaşık 120 bin nüfusu ile Türkiye'nin en büyük mahallesi (Yeni Çamlıca Mah.). Burada tek sağlık ocağı var. Bu bile burada yaşayanlar için bir nimet. Bizim de içinde aktif olarak yer aldığımız mahalle derneğimiz değişik siyasetlerden ve politika ile uğraşmayan insanlardan oluşan bir dernek.
Güncel politik olaylar üzerine seminerler yapıyoruz. Geçen Pazar günü GSS hakkında KEG olarak düzenleme görevi aldığımız bir bilgilendirme toplantısı yaptık.
Doktor arkadaşımız Erol çok güzel ve oldukça bilgilendirici bir konuşma yaptı. Selahattin yoldaş da dünyadaki başarılı kampanyalar üzerinden örnekler vererek bu mücadelenin kazanılabileceğini vurguladı.
Yaklaşık 50 kişi katıldı. 1,5 saat sürmesi beklenen toplantı katılanların ilgi ve desteğiyle 3 saat sürdü. Özellikle neler yapılması gerektiği konusunda herkes hemfikir oldu.
Bu konuda KEG olarak hazırladığımız kitapçıklar çok fazla ilgi gördü ve adeta kapışıldı. İnsanlar yasanın detayını öğrendikçe sorular arttı ve protesto etmek-engellemek için hemen Erol'a eylem takvimini sordular. Gerçekten sonuca dönük büyük bir hareket potansiyeli var. Bu hareketi yüz binlere dönüştürmek mümkün. Onlar bir avuç biz ise milyonlarız. Bu yasayı püskürtebiliriz...
Özcan-Bilge


Akhisar GSS'ye karşı
Akhisar'da KEG'ci arkadaşların organize ettiği Aile hekimliği ve Genel Sağlık Sigortası toplantısı yapıldı.
Sağlıkta dönüşümün toplumda yaratacağı olumsuzlukların aktarılması ile başlayan toplantıya, tatilini Akhisar'da geçirmekte olan üniversite öğrencisi arkadaşların da katkısıyla medikoların kapatılması meselesi ile devam edildi.
Akhisar'da neler yapabilirizin konuşulduğu son bölümde ise, burada örgütlü sendikaları da katarak daha geniş olarak duyurusunun yapıldığı bir toplantı örgütlemeyi, bu arada etrafımızdaki herkesle sağlıkta dönüşümü konuşmanın gerekliliğini ve İzmir'de yapılacak 17 Şubat'taki toplantıya da Akhisar'dan iyi bir katılımın sağlanması konuşuldu.
Toplantıdan sonra yapı-lan sohbette ise Akhisar-'daki zeytin üreticilerinin küresel ısınmadan etkileneceği ve buna paralel bir çalışma yürütülerek de Temmuz'da yapılacak olan küresel ısınma eylemine artı bir katılım tartışıldı.


Denizli
Aile hekimliğine direniş

İzmir Tabip Odası'nda Denizli'de aile hekimliğine geçiş süreci ve mücadele deneyimleri tartışıldı. Yaklaşık 100 kadar sağlık çalışanının katıldığı toplantıda Denizli'den gelen 4 hekim geçiş sürecinde yaşananları anlattılar.
Denizli'de aile hekimliğinin tercih edilmemesi için yaklaşık 3 aylık yo-ğun bir çalışma yapıldı-ğını bu sayede hekimlerin %62'sinin aile he-kimliğini red ettiğini, hala çok sayıda bölgenin aile hekimsiz olduğunu ancak bu mücadelenin yeterli olmadığı anla-tıldı. İzmir'de sürecin aile hekimliğinin tercih edilmemesi çalışmaları ile değil, aile hekimliği uygulamasının başlatılmaması, sağlık çalışanlarının bu ikilemi yaşamadan geçişin durdurulması şeklinde bir çalışmayla devam edilmesi gerektiği ve geniş katı-lımlı eylemler ve iş bı-rakma ile bunun müm-kün olabileceği de vurgulandı.
Sadece hekimlere yönelik değil tüm sağlık çalışanlarını hedefleyen bir çalışmanın daha başarılı sonuçlar yaratacağının vurgulandığı tartışmanın bir diğer önemli noktası ise İzmir'deki geçişin durdurulması için merkezi olarak (tüm illerden destekli) müdahale edilmesi fikrinin ilk kez bu kadar güçlü bir şekilde dile getirilmesiydi.
İzmir SES bu haftadan itibaren aile hekimliğine geçişi durdurabilmek için eylem takvimini açıklayacak. Başta sağlık ocakları olmak üzere tüm işyerlerinde direnişi örgütlemek üzere seferber olacak.
SES'in eylemlerine bütün gücümüzle destek olalım.


Hepimiz insanız

Yüzbinlerce insanın Hrant Dink'in cenazesinde "hepimiz Ermeniyiz" diye yürümesini kabul edemeyenler hepimizin herşeyden önce insan olduğunu kabul edemiyor. Bu nedenle bize öfke duyuyorlar. Öfkeliler ama kendi öfkelerinde boğuluyorlar.
Önce bizim de onlar kadar kalabalık olduğumuzu anlamaları gerekir. Sonra biz onlardan daha güçlüyüz. Güçlüyüz çünkü sokağa çıktık. Danıştay cinayeti cenazesinden, Ecevit'in, Türkeş'in cenazelerinden daha kalabalıktık.
Bize dokunmasınlar, kafalarına beyaz bereler giymesinler. Onları daha da fena çarpabiliriz. Asıl önemlisi biz de öfkelenebiliriz.
Ceyhun Ceylan


Sekterlik ve sol milliyetçilik

Sol saflarda sekterlik yani grup çıkarcılığı ve sol milliyetçilik elele gidiyor. Birçok grup "hepimiz Ermeniyiz" diyemedikleri için ya cenazeye gelmediler, ya çok sınırlı geldiler. Gelenler de israrla sessiz yürüyüşte 40 kişilik güçleri ile slogan atmaya ve mümkün olduğunca "hepimiz Ermeniyiz" dememeye çalıştı. Bu "solcular" hem sekter hem de milliyetçi.
Berrin Tahtacı


G8
Kapitalizmi yıkalım


BENCE
BAŞKA BİR DÜNYADA

."Mecliste kaç halk temsilcisi var?", sorusunun tek cevabı "550" olmayacak. Çünkü tabana yayılmış örgütlenmelerden doğan onbinlerce meclis olacak. Örneğin İstanbul'da, benim oturduğum Şişli'ye bağlı Kurtuluş, Bozkurt Mahallesi'nde (muhtemelen adı değişmiş olacak) bir mahalle meclisi bulunacak.
Biz, bütün mahalle sakinleri, sokak aydınlatmasında kullanılacak enerji tasarruflu ampullerden, sokakların temizliğinde kullanılacak kimyasal maddelerin seçimine; görüntü kirliliği yaratan yapıların hangi malzemeyle yıkılacağından, restore edilmesi gereken tarihi binaların nasıl korunacağına kadar her konuda sözümüzü söyleyebileceğimiz meclislerimizde toplanacağız.
Meclisimizde, örneğin, var olan çocuk parkımızdaki ağaçlandırmanın yetersizliğine dair tartış-tıktan sonra, aramızdan seçtiğimiz temsilci(ler) bu konudaki görüşlerimizi semt meclisine iletecek. Eğer "Merkezi Ağaçlan-dırma Teşkilatı" semtlerle yeterince koordineli çalışıyorsa, sorunumuz orada halledilecek. Değilse semt meclisleri üst meclisinden seçilen temsilci konuyu düzenli yapılan ilçe meclisleri toplantısında dile getirecek.
Sonunda parkımıza, istediğimiz gibi, daha fazla ağaç dikilmiş olacak.
Bu süreç insana ilk bakışta 'hiyerarşik' ya da 'bürokratik' gibi görünebilir. Oysa, tam tersine, bize hayatımızın her alanında ve her an doğrudan müdahale hakkı tanıyor. Bugün nasıl yönetiliyoruz? Beş yılda bir yapılan seçimlerde, bize önerilmiş partilerin önerdiği adaylar arasından bazılarına oy veriyor ve beş yıl onların dediklerini yapıyoruz.
Oysa bence sosyalist toplumda üretimin hem örgütlenmesi hem de denetimi kolektif olarak yapılacağı için, elde edilen değerin nasıl kullanılacağına da kolektif olarak karar verilecek. Gelirlerin makam arabalarına mı yoksa çocuk parkı ağaçlandırmalarına mı harcanacağına biz 'mahalleliler' karar vereceğiz. Böy-lece geçen gün görevden alınan sabık Trabzon valisi gibi görevliler altı makam aracının üzerine bir de yeni cip almaya kalkışamayacak.
Cengiz Alğan


sosyalist işçi
ne savunuyor?

Aşağıdan sosyalizm

-Kapitalist toplumda tüm zenginliklerin yaratıcısı işçi sınıfıdır. Yeni bir toplum, işçi sınıfının üretim araçlarına kolektif olarak el koyup üretimi ve dağıtımı kontrol etmesiyle mümkündür.
Reform değil, devrim
-İçinde yaşadığımız sistem reformlarla köklü bir şekilde değiştirilemez, düzeltilemez.
-Bu düzenin kurumları işçi sınıfı tarafından ele geçirilip kullanılamaz. Kapitalist devletin tüm kurumları işçi sınıfına karşı sermaye sahiplerini, egemen sınıfı korumak için oluşturulmuştur.
-İşçi sınıfına, işçi konseylerinin ve işçi milislerinin üzerinde yükselen tamamen farklı bir devlet gereklidir.
-Bu sistemi sadece işçi sınıfının yığınsal eylemi devirebilir.
-Sosyalizm için mücadele dünya çapında bir mücadelenin parçasıdır. Sosyalistler başka ülkelerin işçileri ile daima dayanışma içindedir.
-Sosyalistler kadınların tam bir sosyal, ekonomik ve politik eşitliğini savunur.
-Sosyalistler insanların cinsel tercihlerinden dolayı aşağılanmalarına ve baskı altına alınmalarına karşı çıkarlar.
Enternasyonalizm
-Sosyalistler, bir ülkenin işçilerinin diğer ülkelerin işçileri ile karşı karşıya gelmesine neden olan her şeye karşı çıkarlar.
-Sosyalistler ırkçılığa ve emperya-lizme karşıdırlar. Bütün halkların kendi kaderlerini tayin hakkını savunurlar.
-Sosyalistler bütün haklı ulusal kurtuluş hareketlerini desteklerler.
-Rusya deneyi göstermiştir ki, sosyalizm tek bir ülkede izole olarak yaşayamaz. Rusya, Çin, Doğu Avrupa ve Küba sosyalist değil, devlet kapita-listidir.
-Sosyalistler bu ülkelerde işçi sınıfının iktidardaki bürokratik egemen sınıfa karşı mücadelesini destekler.
Devrimci parti
-Sosyalizmin gerçekleşebilmesi için, işçi sınıfının en militan, en mücadeleci kesimi devrimci sosyalist bir partide örgütlenmelidir. Böylesi bir parti işçi sınıfının yığınsal örgütleri ve hareketi içindeki çalışma ile inşa edilebilir.
-Sosyalistler pratik içinde diğer işçilere reformizmin işçi sınıfının çıkarlarına aykırı olduğunu kanıtlamalıdır.
-Bu fikirlere katılan herkesi devrimci bir sosyalist işçi partisinin inşası çalışmasına omuz vermeye çağırıyoruz