Sosyalist İşçi 284 (2 Haziran 2007)

 

Sayfa 11 :


Lübnan’da çatışmaların sorumlusu hükümet
Lübnan ordusunun Kuzey Lübnan’daki Nahr al-Bared Filistin mülteci kampına saldırısı geride birçok ölü ve yaralı bıraktı.
Ordunun saldırısı Hristiyan Doğu Beyrut’ta ve etnik olarak karışık olan Batı Beyrut’ta bir dizi bombalamanın ardından başladı.
Ordu Fatah al İslam adlı bir örgütün bir kaç yüz militanı ile çarpıştığını söylüyor ama kampta yaşayan 30 bin kişi bombardıman altında. Yüzlerce mülteci evi mezarlığa dönüştü.
Bombardıman altındaki bölgeden acil çağrılar geliyor.
Fatah al İslam gibi örgütler Lübnan devletinin Filistinlilere karşı politikalarının bir ürünü.
Onlarca yıldır Lübnan’ı yönetenler Filistinlileri “suçlular ve teröristler” olarak damgaladılar.
Filistinlilerin yaşamları devlet tarafından sınırlandırıldı. Hatta bazı mesleklerde, mesela eğitim ve sağlık alanlarında, çalışmaları yasaklandı.
Yoksulluk ve çaresizizlik Fatah al-Islam türü örgütlerin ortaya çıkmasına yol açıyor.
Lübnanlı politikacılar sürekli olarak “terör,üstlerden” bahsediyorlar ve onları “şeytan” olarak tanımlıyorlar. Ne var ki aynı politikacılar işlerine geldiği zaman derhal ölüm mangaları kurarak saldırıya başlıyorlar.
Örneğin iktidardaki 14 Mart Koalisyonu içind eyer alan gruplardan bazıları 1975-1990 iç savaşı bıyunca sayısız katliam gerçekleştirdiler.
Bu nedenle Filistinliler kamplarının güvenliği olmadığını düşünüyorlar ve silahlanıyorlar.
Lübnan devleti ise Filistin bölgelerinin güvenliğini bütünüyle ortadan kaldırmaya çalışıyor.
Şimdi yaşanmakta olan şiddetin nedeni Lübnan devletidir. Şu anda Nahr al-Bared’de yaşananlar çok daha büyük bir yangını başlatabilir.
Bassem Chit, Lübnan


Brezilya’da öğrenci grevleri
500 kadar öğrencinin Sao Paulo Üniversitesi’nin yönetim binalarını işgal etmesi Jose Serra’nın yerel hükümetine karşı yaygın bir mücadelenin başlamasına neden oldu.
16 Mayıs günü öğrenciler ve 15 bin üyesi olan üniversite çalışanlarının sendikası süresiz greve başladı.
Üniversite çalışanları aynı zamanda yaptıkları oylama ile işgale de katılmaya karar verdiler.
Çalışanlar ve öğretim üyeleri üniversite yönetiminin polis kullanarak işgale son verme tehditleri-ne karşı işgali savunmaya karar verdiklerini de açıkladılar.
Üniversite yönetimi 17 Mayıs’ta işgalci öğrencilerle tüm görüşmeleri kesmişti.
İşgal 3 Mayıs’da başladıktan sonra öğrenciler basınla ilişkiler, gıda sorunları, temizlik, kültürel faaliyetler, eylemler ve görüşmeler için demokratik seçimlerle komiteler oluşturdular.
İşgalci öğrenciler kesintilerin durdurulmasının yanı sıra daha çok yurt ve daha çok öğretin üyesi istiyorlar.
İşgalciler sık sık toplantılar düzenliyorla ve hem politik durumu hem de yönetimle olan görüşmeleri tartışıyorlar.
Yüzlerce öğrenci her gün düzenlenen kurslara katılıyorlar. Bunlar işçi sınıfı tarihi, marksizm, kürtaj hakkı, kapitalist toplumda eğitim ve benzeri konularda düzenleniyorlar. Konular işgalden yana olan öğretim üyeleri tarafından veriliyor.
Ayrıca müzik, şiir okuma, tiyatro ve diğer kültür alanlarında etkinlikler yapılıyor.
Onlarca sendika ve sosyal hareket, yüzlerce öğrenci birliği, PSOL (Sosyalizm ve Özgürlük Partisi) işgalid esteklediklerini açıkladılar.
İşgalciler Arjantin ve İngiltere’den de destek aldılar.
Bu arada eyaletin bütün kamu çalışanları emeklilik haklarını savunmak ve ücretlerin dondurulmasını protesto etmek için eyleme hazırlanıyorlar. Kamu çalı-şanları üniveristelerin özerkliğini de savunuyorlar.
Eyalet hükümetini oluşturan, eski devlet başkanı Fernando Henrique Cardo-so’nun Brezilya Sosyal Demokrat Partisi uzun bir süredir eğitimi özelleştir-meye çalışıyor.
1 Ocak’ta eyalet başkanı Jose Serra bir dizi yasa çıkararak işten çıkarmaları kolaylaştırdı, eğitime ayrılan bütçeyi sınırladı ve eyaletteki bütün kamu çalışanlarının emeklilik hallarını sınrıladı.
Önümüzdeki haftalarda 60 bin öğretmen greve çıkacaklarını açıkladılar.


Yunanistan'da marksizm şöleni
Uluslar arası Sosyalizm Akımı'nın Yunanistan'daki örgütü Sosyalist İşçi Partisi (SEK), 18-20 Mayıs tarihlerinde Marksizm toplantılarını düzenledi. Üç gün süren toplantılarda savaş, devrimin güncelliği, marksist gelenek, Yunanistan'da neo-liberal politikalara karşı mücadele ve nasıl kazanacağız ana başlıkları altında 56 toplantı yapıldı.
Bu yıl düzenlenen Marksizm'in ana vurgusu başka bir dünyanın ancak sol tarafından kurulabileceği, bu nedenle neo-liberal hükümete karşı yeni bir solu inşa etmenin çok önemli olduğu idi. Yeni bir solu inşa etmenin ise savaş karşıtı ve anti-kapitalist hareketi daha da büyütmekten, hareketi inşa etmeye devam etmekten geçtiği vurgulandı. Savaş ve Savaş Karşıtı Hareket toplantısında özellikle Pakistanlı mültecilerin Yunan ve İngiliz gizli servisleri tarafından tutuklanmalarına karşı Yunanistan'daki Savaşı Durdurun Koalisyonu'nun müslümanlar ve sendikalarla verdiği mücadele ve mücadelenin çeşitli kesimlerini nasıl bir araya getirdiği anlatıldı. Bu toplantıya Lübnan'dan Hizbullah'ın Uluslararası İlişkiler sorumlusu Ali Fayad da katıldı.
Neo-liberalizme karşı mücadele ile ilgili toplantılarda ise özellikle geçtiğimiz aylarda Yunanlı öğrencilerin ve öğretmenlerin eğitimin özelleştirilmesine karşı verdikleri mücadele anlatıldı. Militan, kararlı ve birleşik bir hareketin neo-liberal hükümeti devirebileceği anlatıldı.
Ayrıca devrimin güncelliği ve marksist gelenek ile ilgili toplantılarda Marksizm teorileri ve günümüzdeki hareketin devrimin önünü açabileceği anlatıldı.
Üç gün boyunca binlerce kişinin katıldığı Marksizm toplantılarında hareketi doğru politikalarla inşa etmenin önemli olduğu, umudun solda, sosyalizmde olduğu vurgulandı.


OKURLARDAN
Cumhuriyetçi tacizi
İzmir Cumhuriyet Mitingi sırasında mitingin yapıldığı yere yakın bir noktadan geçmek zorunda kalan başıörtülü bir kız yaşadığı tacizi anlatıyor.
“Bugün (13 Mayıs Pazar) cumhuriyetin nasıl kurtarıldığını bizzat yaşayarak gördüm. Yani cumhuri-yetimizin sahipleri işbaşında, endişe etmeyelim.
“Bugün dersane çıkışı eve dönerken Konak ta iskele tarafından durağa doğru yürüdüğüm sırada bir grup ellerinde bayraklar ve bayraklı tişörtler le yürüyorlardı.
“Havanın sıcaklığının da getirdiği bir bunaltıyla terimi silerken içlerinden birisinin elinin bana uzandığını hissettiğimde birden irkildim.
“Çekildiğimi görünce sözle müdahale etti.
“-Bu yaşta böyle örümcek gibi yazık değil mi.
“Diğerleri de (üç kişi daha vardı ) etrafımı sarınca önce korktum ama cevap verme ihtiyacı da duydum.
“-Size ne ki bu benim tercihim. Ben sizin mitinginize karışıyor muyum dedim.
“Bayan olanı "bu ülke için tehlikesin " bu yaşta.. gibi (tam cümlelerini hatırlamıyom çünkü) şeyler de söyledi.
“-Vaay Mitingimize de mi karışacaktın… gibi alaylı gülüşmelerle gittiler.
“Kendimi suçlu hissetmi-yorum elbette ama suçluymuşum gibi muamele görmek hele okulda yaşadıklarımdan sonra sokakta da taciz görmek çok rahatsız etti.”


Mısır’da tekstil işçileri grevde

Mısır’da Nil deltasında ki Mansoura-España adlı tekstil fabrikasının işçileri ödenmeyen ücretlerini alabilmek için grev yapıyorlar.
Çoğunluğu kadın olan grevci işçiler Aralık ayından beri Mısır’ın dört bir yanında sürmekte olan grevlerin bir parçası.
Son zamanlardaki grevlerde ABD’nin bölgedeki en iyi müttefiki olan Hüsnü Mübarek hükümetinin sendika militanlarına saldırmasını da protesto ediyor.
Hossam el-Hamalawy


sosyalist işçi
ne savunuyor?

Aşağıdan sosyalizm

-Kapitalist toplumda tüm zenginliklerin yaratıcısı işçi sınıfıdır. Yeni bir toplum, işçi sınıfının üretim araçlarına kolektif olarak el koyup üretimi ve dağıtımı kontrol etmesiyle mümkündür.
Reform değil, devrim
-İçinde yaşadığımız sistem reformlarla köklü bir şekilde değiştirilemez, düzeltilemez.
-Bu düzenin kurumları işçi sınıfı tarafından ele geçirilip kullanılamaz. Kapitalist devletin tüm kurumları işçi sınıfına karşı sermaye sahiplerini, egemen sınıfı korumak için oluşturulmuştur.
-İşçi sınıfına, işçi konseylerinin ve işçi milislerinin üzerinde yükselen tamamen farklı bir devlet gereklidir.
-Bu sistemi sadece işçi sınıfının yığınsal eylemi devirebilir.
-Sosyalizm için mücadele dünya çapında bir mücadelenin parçasıdır. Sosyalistler başka ülkelerin işçileri ile daima dayanışma içindedir.
-Sosyalistler kadınların tam bir sosyal, ekonomik ve politik eşitliğini savunur.
-Sosyalistler insanların cinsel tercihlerinden dolayı aşağılanmalarına ve baskı altına alınmalarına karşı çıkarlar.
Enternasyonalizm
-Sosyalistler, bir ülkenin işçilerinin diğer ülkelerin işçileri ile karşı karşıya gelmesine neden olan her şeye karşı çıkarlar.
-Sosyalistler ırkçılığa ve emperya-lizme karşıdırlar. Bütün halkların kendi kaderlerini tayin hakkını savunurlar.
-Sosyalistler bütün haklı ulusal kurtuluş hareketlerini desteklerler.
-Rusya deneyi göstermiştir ki, sosyalizm tek bir ülkede izole olarak yaşayamaz. Rusya, Çin, Doğu Avrupa ve Küba sosyalist değil, devlet kapita-listidir.
-Sosyalistler bu ülkelerde işçi sınıfının iktidardaki bürokratik egemen sınıfa karşı mücadelesini destekler.
Devrimci parti
-Sosyalizmin gerçekleşebilmesi için, işçi sınıfının en militan, en mücadeleci kesimi devrimci sosyalist bir partide örgütlenmelidir. Böylesi bir parti işçi sınıfının yığınsal örgütleri ve hareketi içindeki çalışma ile inşa edilebilir.
-Sosyalistler pratik içinde diğer işçilere reformizmin işçi sınıfının çıkarlarına aykırı olduğunu kanıtlamalıdır.
-Bu fikirlere katılan herkesi devrimci bir sosyalist işçi partisinin inşası çalışmasına omuz vermeye çağırıyoruz