Sosyalist İşçi 285 (9 Haziran 2007)

 

Sayfa 2 :


Yeni liberalizme, darbeye ve ırkçılığa karşı
Baskın Oran ve Ufuk Uras
Cumhurbaşkanı seçim sürecinin anti demokratik biçimde engellenmesinden sonra, hükümet erken genel seçim kararı aldı. Seçimin 22 Temmuz'da yapılacağının anlaşılmasından sonra sağda ve ulusalcılarda ittifak görüşmeleri ve pazarlıklar ortaya döküldü.
Çeşitli şehirlerden Ankara'ya akın eden lacivert takım elbiseli adamlar, milletvekilliğinin kendilerine vereceği olanaklarla ellerini ovuşturarak parti genel merkezlerini aşındırmaya başladı. Bu adaylardan önemlice miktarı, istisnasız para babalarından ve yolsuzluğa bulaşanlardan oluşuyor. Bunlar halka değil, kendilerine ve yakın çevrelerine hizmet için yanıp tutuşuyor.

Yenı liberaller, darbeciler
AKP yenı liberal politikalarının üzerini örterek ve gider ayak polise geniş yetkiler vererek seçimlere hazırlanıyor. CHP ise korku tellallığı ve darbe şakşakçılığı yaparak geri- lim stratejisi izliyor. MHP, BBP gibi ırkçı partiler ise düşmanlık temelinde politikalar üretiyor.
Seçmenler ise bütün bu politikaların kıskacına alınarak, bu partilere oy vermeye zorlanıyor. Yoksulluk, işsizlik, açlık gibi can alıcı sorunlar bu partilerin bir taktik olarak sahte vaatlerinden öte, anlam taşımıyor. İşsizler ordusuna her gün yeni ka- labalıklar katılırken, eğitim ve sağlıkta tam bir yıkım yaşanırken, sendikaların içi boşaltılırken, demokratik haklar tırpanlanırken sözünü ettiğimiz popüler partilerin hiç birinin bu sorunlarla uzaktan yakından ilgileri yok.

Oran ve Uras
Yüzde on barajının olduğu seçim sistemi, en anti demokratik seçim sıstemlerınden biri. Böyle bir barajla, düzenin dayatmalarına karşı çıkan, halkın çıkarlarının yanında yer alan örgütlerin, meclise girmesi imkansız. Bu nedenle, Kürt sorununda barışçıl çözümden yana olan Demokratik Türkiye Partisi (DTP), seçimlere bağımsız adaylarıyla giri yor. Bu, haklı bir taktik. DTP'nin bağımsız adayları dışında da parlamentoda ezilenlerin sesi olacağını düşündüğümüz adaylarımız var. İstanbul 1. bölgeden Ufuk Uras, 2. bölgeden Baskın Oran bu nitelikte adaylar.

Kampanyada birlik
Irkçılığa, savaş çığırtkanlığına karşı, nükleer lobicilerine karşı, özelleştirmecilere karşı, çevre katliamını yapanlara karşı, cinsiyetçilere ve eşcinsel düşmanlarına karşı, yeni liberallere karşı, darbecilere karşı ezilenlerin yanında yer alacak, farklı olanların sesi olacak
Baskın Oran ve Ufuk Uras için aşağıdan kam-panyayı örgütleyelim. Bu kampanyada sağlanacak birlik çok önemli.
Sözünü ettiğimiz temellerde şeffaf ve anlaşılır bir politik kam- panya, aynı zamanda kitlesel sol bir oluşumun da önünü açacaktır.



Oylar ÖDP'ye
Seçimlerde solun durumuna baktığımızda olumsuz bir tabloyla karşılaşıyoruz.
Kendini sol olarak pazarlayan CHP ve DSP bugün tutucu kadrolarının öncülüğünde darbecilik de dahil olmak üzere sağ politika izliyorlar. Ve sadece politikaları değil, adayları da sağcılardan oluşuyor.
Bu iki parti de, temel hak ve özgürlüklere karşı ne kadar gerici yasa varsa hepsini savunuyor, hatta daha da gericileşmesi için çabalıyor. Bu nedenlerle CHP ve DSP sol saflarda değerlendirilemez.

Sol olmayan milliyetçiler
Bir başka sahte solcu ise İşçi Partisi. İP azgın milliyetçiliğiyle neo faşist bir profil çiziyor. Emekçi ve demokrasi düşmanı yüzünü göstereli çok oldu.
TKP ise hızla milliyetçi saflara kayıyor. Temel politikası olarak yurtse- verliği öne çıkarıyor. Bu iki parti de işçi sınıfı saflarında dağınıklığa ve bölünmüşlüğe, güçleri oranında hizmet ediyorlar.
Bugün kitleleri laik-dindar ikilemine hapsetmeye çalışan sözde sol, sol fikirlere en fazla zararı veren kesimi oluşturuyor.
Geniş yığınların güven duyduğu, umut beslediği kitlesel sol bir partinin olmayışı işçi sınıfının, öncüleri de dahil olmak üzere bölünmesine ve moral bozukluğuna yol açıyor. Bu nedenle AKP görünürdeki reformcu yüzüyle işçi sınıfının saflarından önemli oranda destek ve oy topluyor. Bu kesimler solun tekrar kazanması gereken yığınları oluşturuyor.

Ne yapmalı?
Bu bölünmüşlük tablosunda, seçime giren partiler arasında ezilenlerin taleplerine en yakın duruşu sergileyen parti, Özgürlük ve Dayanışma Partisi.
Irkçılığa ve milliyetçiliğe, özelleştirmelere, demokrasi düşmanlarına, darbecilere, savaş politikalarına karşı çıktığı oranda ÖDP ile seçimlerde ortak tutum almak gerekir.
Zaten ÖDP'nin seçim programı bu talepleri büyük ölçüde kapsıyor. Bu nedenle, İstanbul'daki bağımsız adayların dışında bulunan yerlerde seçim taktiği, Özgürlük ve Dayanışma Partisi'ne (ÖDP) oy çağrısıdır.



Kürtler ve DTP’nin bağımsız adayları
Ardı ardına kapatılan Kürt partileri katıldıkları çeşitli seçimlerde yüzde 6-7 arasında oy almaktaydılar. Ne var ki yüzde 10 barajı nedeniyle bu oylar parlamentoya yansıyamamaktaydı. Kimi illerde çoğunluğa sahip olan DTP ve öncülleri bu soruna karşı çeşitli taktikler denedi.
SHP ile ittifak kuruldu. 10 DEP’li parlamentoya girdi. Ne var ki barışçı, siyasi çözüm karşıtı politikalar bu milletvekillerini parlamentodan tekme tokat çıkararak bu taktiği kırdı.
Kürt partileri daha sonra çeşitli sol partilerle ittifaklar kurdu. Ne var ki bu ittifaklar Kürt partilerine bir şey kazandırmadı, tam tersine bu biçimde girilen son yerel seçimlerde oylar düştü.
2007 seçimleri için tartışmalar çok önceden başladı ve aylar önceden aslında DTP politikası belirlenmişti. Bu kez seçimlere bağımsız adaylarla giriliyor.
Devletin bu politikaya ne kadar izin vereceğini göreceğiz. Çünkü açık ki çoğunluk olunan yerlerde DTP’nin desteklediği bağımsız adaylar mutlaka kazanacak ve hatta bazı illerde birden çok bağımsız adayın parlamentoya yollanması mümkün.
DTP ile birlikte hareket eden ve Türkiye çapında güçleri ancak binde 1 veya 2 olan bir kısım sol parti ise bu seçimlerde milletvekili seçtirme hayaline kapıldı. Önce Tunceli adayı olmak isteyen EMEP genel başkanı sonunda İzmir’den aday oldu.
SDP’den ise Akın Birdal Diyarbakır adayı.
Kürt sorununda daima tutarlı birçizgiye sahip olan SDP ve Akın Birdal haklı bir yere sahip.
Bir de çeşitli illerde ortaya çıkan “ortak sol bağımsız adaylar” var. Kimin tarafından seçildikleri, kimi temsil ettikleri belirsiz olan bu bağımsız adaylar çok zaman küçük, çok küçük çevrelerin çıkarcılığının örnekleri.
DSİP, Kürtlerin yaşadığı bölgelerde DTP’nin adaylarını desteklemektedir.


Kadınlar, demokrasi ve bağımsız adaylar
Hemen hemen bütün bağımsız adaylar son derece anti demokratik biçimlerde saptandı.
Küçük çevreler kendilerine uygun gelen adayları öne çıkardılar. Zaman zaman toplam üye sayısı 10-15 olan örgütler bir araya gelerek adaylar saptadılar.
Bütün bu karmaşa içinde genç ve kadın adaylar fikri yer almadı. Her yerden yaşlı, orta yaşlı erkek adaylar fışkırdı.
Önümüzdeki seçimlerde Sosyalist İşçi’nin daima vurguladığı, öne çıkardığı gibi kadınların ve gençlerin aday olduğu bir kampan-yayı inşa etmek için bugün BAK, KEG, DurDe, BarışaRock, RockA ve benzeri kampanyaları güçlendirmeliyiz.


İnternete sansür değil, sürat gerek!

Bildiğiniz gibi Ulaştırma Bakanlığının hazırladığ Bilişim Suçlarını Önleme Yasasını Cumhurbaşkanı onayladı.
Bu yasa bir "sansür yasasıdır". Turkiye'yi bireysel özgürlükler açısından Tunus, Suudi Arabistan, İran, Çin, Vietnam kategorisine koymaktadır.
Biraz geç olmakla birlikte, Bilişim STK'ları olarak kampanya.org.tr altında "internete sansür değil, sürat gerek" kampanyasını başlatıyoruz.
STK'lardan, toplum önderlerinden, özel sektörden ve yurttaşlardan, bu konularda görüşlerini foruma yazmalarını, kampanyaya destek olmasını bekliyoruz.
Forum başlıkları:
- Sansür yasası hakkında ne düşünüyorsunuz ?
- Türkiye interneti nasıl algılıyor ?
- Türkiye interneti için ne yapılmalı?
- İnternet ve demokrasi
Türkiye'nin bu ayıptan dönmesi için elimizden geleni yapmaya çalışmalıyız.