Sosyalist İşçi 285 (9 Haziran 2007)
2 Haziran: Rostock, İstanbul, Ankara, İzmir…
G-8'e karşı Küresel Eylem Günü'nde sokaktaydık!
Almanya'nın Rostock kentinde düzenlenen G-8 zirvesine küresel eylem çağrısı dünyanın tüm sokaklarında yankı buldu. Almanya'da on binlerce antikapitalist sokakalara döküldü ve başka bir dünya için yürüdü.
Küresel Eylem Grubu Ankara, İstanbul ve İzmir'de aynı gün gerçekleştirdiği eylem ve etkinliklerle sokaktaydı.
2 haftalık kampanya boyunca G-8 zirvesi, dünyayı soyanların gündemi ve Türkiye'de küresel kapitalizme karşı direnişin gerekliliğini anlatan binlerce bildiri dağıttık. KEG masalarına uğrayan onlarca kişi kampanyaya destek verdi ve G-8'e karşı öfkelerini dile getirdi.
G-8'in bu yıl ki ana gündemlerinden biri olan gezegenimizi yangın yerine çeviren küresel ısınma ve en az onun kadar kötü olan nükleer santrallerin inşasına karşı direnişi yükseltmek 2 Haziran'ın en özel çağrısıydı.
Küresel Eylem Grubu sokağa çıkmaya, dünyanın bütün sokalarıyla birleşmeye devam edecek.
Ankara:
KEG aktivistleri saat: 18.00'de Yüksel Caddesi İnsan Hakları Anıtı önünde toplandı. KEG bayraklarının yanı sıra "G-8 hayır", "Nükleer santral istemiyoruz", "Homofobiye hayır", "Irkçılığa dur de" türünden dövizler taşıdık. Eyelem anarşistler ve Mazlum-Der'li kadınlar da katıldı. Eylemde sık sık "George Bush teröristtir.. ya biz…biz anti-kapitalistiz", "Milyonlar aç işgal altında, yaşasın küresel intifada", "İmzala, imzala Kıyoto'yu imzala", "Öz öz özgürlük hepimize özgürlük", "Savaşa karşı ses çıkar", “Başka bir dünya mümkün” sloganlarını attık.
İstanbul:
G-8 karşıtları Haydarpaşa önünde buluştu. Davullar, trampetler, düdükler bu kez G-8'e karşı çalındı. Eylemciler küresel direniş çağrısının yapıldığı basın açıklamasının ardından standlara geçildi. G-8'e karşı izleyeceğimiz mücadele hattı tanıtıldı.
Eylem sonrası Barış Manço Kültür Merkezi'nde önce bir forum yaptık, dünyanın nasıl soyulduğunu hep birlikte tartıştık. Akşamsa Tiyatro Boyalı Kuş'un sergilediği Çernobilden Sesler adlı güzel oyunu hep birlikte izledik.
İzmir
2 Haziran’ G8'e karşı biraraya geldik.
Saat:12.00'de KEG adına Emin Şakir'in yaptıgı basın açıklamasının ardından G-8 politikalarını tartıstığımız 3 toplantı gerçekleştirdik. 40 kişinin katıldığı toplantılar oldukça keyifli ve bol tartısmalı geçti.
Konuşmalar umut vericiydi
Toplantının bitiminde bugün yapılacak alternatif Rock festivali Rock-A'nin toplantısında buluşmak üzere ayrıldık.
Liseliler
G8’e karşı!
Dün G8 karşıtı basın açıklamasındaydık. Basın açıklamamız bol sesli bol tepkiliydi. LiseliSaKa’dan 15 aktivist basın açıklamasında yer aldı. Eğlenceliydi, mutluyduk ve yeni insanlarla tanıştık. Aramızda ortaokullu bir aktivistte var artık.
Basın açıklamasına katılan 12 liseliyle bir toplantı yaptık. SaKa’nın yeni sayısını birlikte tasarladık. Kara gün (ÖSS)17 Haziran’dan sonra savaş karşıtı liseliler forumu düzenlemeyi planlıyoruz. Liseli antikapitalistler hem dünyadaki adaletsizliklere hem de kndi uğradıkları haksızlıklara mücadele etmekte kararlı.
Onur
Darbecilere karşı kadınlar birleşiyor
Giyimime, başörtüme, hayatıma karışma!
27 Nisan muhtırasıyla en fazla baskıya maruz kalan ve aşağılanan kadınlardı. Emine Erdoğan ve Hayrünisa Gül'ün başörtüsü yüzünden uğradığı ayrımcılık, kadınlara uygulanan genel ayrımcılığın en dolaysız ve rezil örneklerinden biriydi. KEG ve DurDe aktivisti kadınlar bu hakarete sessiz kalmadılar.
27 Mayıs darbesinin yıldönümünde başörütülü kadınlarla buluştular, nefret ve ayrımcılık tohumları ekenlere inat kucaklaştılar. KEG, DurDe, Mazlum Der aktivisti kadınların birlikte oluşturdukları "Kıyafetime Dokunma İnisiyatifi"nin gerçekleştirdiği eylem umut verici bir adım oldu.
Başörtüsüne Özgürlük Platformu üyesi onlarca kadının haftalardır sürdürdüğü direniş başı açık kadınların direnişiyle buluştu. Eylem küçükte olsa anlamı büyüktü. 50 kadının ve onları destekleyen 20 erkeğin katıldığı eylemde sloganlar atıldı, darbe karşıtı pankartlar açıldı.
Eylem katılımın küçüklüğüne rağmen bir ilk adımdı ve büyük yankı uyndır. Şimdi bir çok ilde kucaklaşma eylemleri inşa ediliyor, kadınlar birleşiyor. Laik ve millyetçi "solcu"ların tepkilerine inat bizler kardeşimize, komuşumuza, arkadaşımıza karışanları durduracağız. Hem başörütüsüne özgürlük diyeceğiz, hem de kadınların istedikleri gibi giyinmeleri ve yaşamaları önündeki her türlü ayrımcılığı sorgulayacağız.
Özgürlük isteyen kadınların basın açıklamasından:
"Cumhuriyet mitinglerindeki kadınların zorla kapatılma kaygısı olduğu; başı örtülü kadınların ise zorla kapatılmış, özgürlükleri ellerinden alınmış, beyni yıkanmış, özgür düşünemeyen kadınlar, yani birer nesne oldukları anlatıldı. Yıllardır insanları laik-şeriatçı olarak birbirinden ayırmaya çalışanlar bu kez de kadınları başı örtülü-başı açık olarak birbirinden ayırmaya çalıştı; halen de çalışıyor. Oysa bu toplumun büyük bir kısmını oluşturan başörtülü kadınlar kamusal alandan dışlanmaya, silinmeye, sindirilmeye, yok edilmeye çalışılıyor. Sanki bir arada yaşamıyormuşuz; birbirimizin komşusu, arkadaşı, dostu değilmişiz gibi bizi birbirimizden ayırmaya ve başı örtülü kadınları iradesiz ve birer nesne konumuna indirgemeye çalışıyorlar. İnandığı gibi giyim ve hayat tarzını benimseyenler demokrasi düşmanı olarak gösteriliyor.
Bizim olmadığını düşündüğünüz irademizle sizde olmadığını düşündüğümüz vicdan, demokrasi ve hukuk istiyoruz; kamuoyuna şöyle sesleniyoruz: Elinizi kılığımızdan, kıyafetimizden, başörtümüzden çekin.
Sokaklar bizimdir! NE Darbe NE Darbe! HEM Özgürlük HEM Demokrasi!.."
sosyalist işçi
ne savunuyor?
Aşağıdan sosyalizm
-Kapitalist toplumda tüm zenginliklerin yaratıcısı işçi sınıfıdır. Yeni bir toplum, işçi sınıfının üretim araçlarına kolektif olarak el koyup üretimi ve dağıtımı kontrol etmesiyle mümkündür.
Reform değil, devrim
-İçinde yaşadığımız sistem reformlarla köklü bir şekilde değiştirilemez, düzeltilemez.
-Bu düzenin kurumları işçi sınıfı tarafından ele geçirilip kullanılamaz. Kapitalist devletin tüm kurumları işçi sınıfına karşı sermaye sahiplerini, egemen sınıfı korumak için oluşturulmuştur.
-İşçi sınıfına, işçi konseylerinin ve işçi milislerinin üzerinde yükselen tamamen farklı bir devlet gereklidir.
-Bu sistemi sadece işçi sınıfının yığınsal eylemi devirebilir.
-Sosyalizm için mücadele dünya çapında bir mücadelenin parçasıdır. Sosyalistler başka ülkelerin işçileri ile daima dayanışma içindedir.
-Sosyalistler kadınların tam bir sosyal, ekonomik ve politik eşitliğini savunur.
-Sosyalistler insanların cinsel tercihlerinden dolayı aşağılanmalarına ve baskı altına alınmalarına karşı çıkarlar.
Enternasyonalizm
-Sosyalistler, bir ülkenin işçilerinin diğer ülkelerin işçileri ile karşı karşıya gelmesine neden olan her şeye karşı çıkarlar.
-Sosyalistler ırkçılığa ve emperya-lizme karşıdırlar. Bütün halkların kendi kaderlerini tayin hakkını savunurlar.
-Sosyalistler bütün haklı ulusal kurtuluş hareketlerini desteklerler.
-Rusya deneyi göstermiştir ki, sosyalizm tek bir ülkede izole olarak yaşayamaz. Rusya, Çin, Doğu Avrupa ve Küba sosyalist değil, devlet kapita-listidir.
-Sosyalistler bu ülkelerde işçi sınıfının iktidardaki bürokratik egemen sınıfa karşı mücadelesini destekler.
Devrimci parti
-Sosyalizmin gerçekleşebilmesi için, işçi sınıfının en militan, en mücadeleci kesimi devrimci sosyalist bir partide örgütlenmelidir. Böylesi bir parti işçi sınıfının yığınsal örgütleri ve hareketi içindeki çalışma ile inşa edilebilir.
-Sosyalistler pratik içinde diğer işçilere reformizmin işçi sınıfının çıkarlarına aykırı olduğunu kanıtlamalıdır.
-Bu fikirlere katılan herkesi devrimci bir sosyalist işçi partisinin inşası çalışmasına omuz vermeye çağırıyoruz