Sosyalist İşçi 296 (1 Eylül 2007)

 

Sayfa 1 :


Susturma, dinle
DTP BARIŞ
İSTİYOR
Yeni cumhurbaşkanına karşı en saygısız tutumları alan Genelkurmay bu kez de DTP’li milletvekillerini 30 Ağustos resepsiyonuna davet etmeyerek milletvekileri arasında ayrımcılık yaptı.
Genelkurmay bu tutumuyla sadece 20 milletvekiline değil, onlara oy veren yüzbinlerce seçmene karşı da ayrımcılık yapmaktadır.
Oysa, DTP’li milletvekilleri barışın kazanılması için çok önemli bir olanaktır. Onların sesini kısmak yerine dinlemek doğru olan tutumdur.
Genelkurmay’ın tavrı Başbakan Tayyip Erdoğan’ı da harekete geçirdi. Yeni hükümet programında Kürt sorununun çözümü için somut hiçbir açılıma yer vermeyen Başbakan, Ahmet Türk’ü tehdit etti.
Başbakan, Ahmet Türk’ü tehdit ederken Genelkurmayla birlikte barış için uzanan eli reddetmektedir.
Hükümetin ve Genelkurmay’ın barışı reddeden adımları endişe vericidir. Barış güçleri bugün her zamankinden daha atak bir biçimde barışı savunmak ve DTP milletvekilerinin yanında durmak zorunda.


Mahkumları
diri diri yaktılar
19 Ağustos 2000'de 20 cezaevinde 10 bin asker ve polisin yürüttüğü eş zamanlı operasyon sonucu 2 asker ve 30 tutuklu ölmüştü.
O tarihte yüzbaşı rütbesiyle Bayrampaşa Hapishanesi'nde operasyonu koordine eden emekli binbaşı Zeki Bingöl gerçekleri açıkladı:
- İlk ateşi tutsaklar değil, jandarma başlattı.
- Biri plastik, diğeri kauçuk iki bomba kullanıldı. İlki biber gazı içeriyordu, ancak ikincisi ordu envanterlerinde yoktu. 2. bomba kara kuvvetlerinden getirildi. Bilinmeyen bu bombadan açığa çıkan yangın sonucu bir çok tutsak diri diri yakıldı.
İki askerin tutsaklar tarafından öldürüldüğü iddia edilmişti. Ancak geçen yıl iki askerin diğer askerler tarafından açılan ateş sonucu katledildiği açığa çıkmıştı.
Dönemin İçişleri ve Adalet Bakanı, İstanbul Valisi, Emniyet Müdürü ve kuvvet komutanları yargılanmadan, F tipi hapishaneler ve tecrit kaldırılmadan adalet yerini bulmayacak.


Polis terörü can alıyor
Nijerya'da yoksulluktan kaçıp İstanbul'a gelen Fetus Okey, Beyoğlu Asayiş Müdürülüğü'nde polis tarafından vurularak yaşamını yitirdi.
Ölüm aylar önce geliyorum demişti. Polisin yetkilerinin artırılması ile birlikte İstanbul Beyoğlu'nda dayak ve işken- ce başladı.
Terör her yerde. Sokak ortasında durduruluyor, suçlu muamelesi görüyor, her tarafımız aranıyor, aşağılanıyoruz.
Kendini demokrasi şampi- yonu ilan eden AKP, polisin yetkilerini azaltmadıkça yeni ölümler kapıda.

8 Aralık’ta Ankara’da
Nükleer santral yasasını durdurmak ve
Türkiye’nin Kyoto Protokolü’nü imzalatmak için
KÜRESEL EYLEM GRUBU - KEG