Sosyalist İşçi 311 (8 Şubat 2008)

 

Sayfa 2 :


Er Ramazan Yüce ve 7 arkadaşı serbest bırakıldı
Sorumlu kim?
Dağlıca baskını sırasında PKK tarafından alıkonulan, DTP milletvekilleri sayesinde serbest bırakılan, sonra genelkurmay tarafından hapse tıkılan sekiz er tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
PKK üyesi olduğu ve Dağlıca baskınına içeriden bilgi sızdırarak destek verdiği öne sürülen er Ramazan Yüce de serbest bırakıldı ve askerliği bittiğinden terhis edildi. Yüce ve 7 arkadaşı vatana ihanetten dolayı ömür boyu hapis cezası istemiyle yargılanıyordu. Hakim medya tarafından baskının faturasının çıkarıldığı Kürt er Ramazan Yüce'nin hain olduğu defalarca anlatılmıştı. Tahliye kararı adalet isteyenleri sevindirdiyse de herkesi şaşırttı.
Yüce'nin avukatları Dağlıca tabur komutanı Yarbay Onur Dirik ve garnizonda görevli rütbeli subaylar hakkında suç duyurusunda bulundu. Yüce'nin avukatları şunları sordu:
- Baskın karşısında helikopter desteği istemi neden geri çevrildi?
- Termal kamera görüntüleri neden ciddiye alınmadı?
- Yüce'nin baskını önceden haber verdiği komutanlar neden "bir şey olmaz" dediler?
- PKK gerillalarının haberleşme kodları neden korucular tarafından taşındı?
Tabur komutanı Dirik baskın sırasında bir düğündeydi. Diğer komutanları cumhurbaşkanlığı referandumunda görevliydi. Yüce ve arkadaşları askeri mevzilerde yalnız bırakılmıştı. Dağlıca'daki baskına bilerek mi göz yumuldu?


Bütün TCDD
çalışanlarını tutuklayın
En güvenli ulaşım yöntemi olan trenler Türkiye'de artık kazalarla anılıyor. Kütahya'da gerçekleşen ve 9 kişinin yaşamını yitirdiği kaza, demiryollarına yıllardır yatırım yapılmamasının doğal bir sonucu. Yeni kazalar ise kapıda.
Kütahya'daki kazanın sorumlusu olarak 3 TCDD çalışanı tutuklandı. Ancak asıl sorumlu toplu taşımacılığa yatırım yapmayan yeni-liberal hükümetler.
- Kaza yapan trenin önünde 118 tonluk bir makine, ardından 44 dingilli ve 502 ton yük vardı. 474 yolcu ve 5 mürettebat da eklendiğinde, trenin kapasitesini aşan bir ağırlık taşınıyordu.
- Yol malzemeleri 15 yıllıktı. Yorgun malzemeler kazanın önünü açtı.
- Beş yıldan fazla süredir yol bakım ve onarım çalışmaları gereken düzeyde yapılmadı.
- Bir bütün olarak TCDD'de de bakım işlemleri aksatılıyor.
3 çalışan hapiste, ancak Kütahya'daki kazanın ertesi günü bu kez Çankırı'da bir yük treni raydan çıktı, 6 vagon devrildi. Hükümet ya bütün TCDD çalışanlarını tutuklamalı ya da demiryollarının bakımını, onarımını, uygun kullanımını sağlamalı.


Ankara’ya 40 km uzaklıktaki nükleer tesiste yangın
Bir de santral kursalar...
Enerji Bakanı Hilmi Güler, Kuveyt'te ''inşallah 21 Şubatta firmaları davet edeceğiz bununla ilgili bütün alt yapıyı hazırladık'' diye konuştu. Ancak bu sözlerin edildiği gün Ankara'ya 40 km. uzaklıktaki Sarayköy'deki TAEK tesisinde yangın çıktı.
Eğitim amaçlı olarak faaliyet gösteren Sarayköy Nükleer Araştırma Merkezi'nde (SANAEM) sabah saatlerinde bilinmeyen bir nedenle yangın başladı.
İtfaiye gelse de yangına müdahale edemedi. SANAEM tesisi kapıları özel kartla açılıyordu ve bu kart görevlilerdeydi. Füzyon işlemenin de yapıldığı 3 laboratuar tamamen yandı. İçeride bir reaktör olsaydı, radyasyon sızıntısı nedeniyle 50 kilometrelik bir alanda yaşayanlar bundan doğrudan etkilenebilirdi. SANAEM'deki yangın, nükleer santral kurma kararının ne denli tehlikeli olduğu ortaya koydu. Ortada ne bir alt yapı ne de hükümet tarafından garanti edilen güvenlik var. Zaten dünyada nükleer enerjide en büyük sorun güvenliğin sağlanamaması. Küresel Eylem Grubu kaza ertesinde yapılan basın açıklamasıyla hükümeti nükleer hevesinden dönmeye çağırdı. KEG, güvenliksiz ve tehlikeli nükleer enerji üretimini engellemek için herkesi mücadele etmeye davet etti.


Kemalizm Alevilere kaybettiriyor
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği 3 Ocak'ta Kadıköy'de gerçekleştiği mitingde hükümetin Alevilere ve inanç özgürlüğüne dönük politikalarını eleştirdi. Mitingde İstiklal Marşı'nın okunmamasını protesto eden CHPliler kürsüye yürüdü, sonra alanı terk etti. Beş binden fazla Alevi'nin katılımı laiklik ve Kemalizm ekseninde yürütülen muhalefetin Alevileri ne kadar zayıf düşürdüğünü kanıtladı.
Diyanet işlerinin kapatılması, zorunlu din derslerinin kaldırılması, tüm inançların ibadet- hanelerinin statüsünün aynı olması, nüfus cüzdanından inanç bölümünün kaldırılması gibi haklı talepler sayıları 10 milyondan fazla olan Alevilerin yıllardır dile getirdiği ortak talepler olsa da CHP ve orduyla yan yana düşmek Alevi muhalefetini zayıflatı- yor. Sünnilik dayatması ve ayrımcılığın mağdurları, toplumun diğer baskı altındaki yan yana gelmedikçe AKP karşısında etkili olamayacak.


Rakamlarla Türkiye’deki laiklik
- Devlet hastaneleri- nde 77 bin doktor çalışırken devlete bağlı 90 bin din görevlisi var.
- 67 bin okul varken 90 bin cami var, bunların önemli kısmı 12 Eylül darbesi sonrası açıldı.
- Diyanet bütçesi 8 bakanlığın toplam bütçesi kadar.


Baykal’dan demokrasi düşmanı sözler
Darbe kışkırtıcısı CHP’nin lideri Deniz Baykal, inanç ve düşünce özgürlüğü karşısındaki taleplere ilişkin tutumunu ortaya koydu. Türkiye emekçi sınıfları için demokrasi fazla lüksmüş!
"Demokrasi karnı tok, sırtı pek, başı dik insanların rejimidir. Karnı aç, namerde muhtaç, boynu eğik insanlarla demokrasiyi yapmaya yönelirseniz güçlüklerle karşılaşırsınız.”


22 bin süper zengin aile
İngiltere'de yayınlanan finans dergisi Euromoney tarafından özel bankacılık ödülü verilen Akbank'ın Genel Müdür Yardımcısı Fikret Önder övünçle açıkladı: Türkiye'de 22 bin ailenin 100 milyar dolar nakit paraya sahip. Yani yüz bin süper zengin var. Türkiye'deki yoksulluğun nedeni böylece anlaşıldı. Türkiye'deki süper zenginler 'neme lazım' nakit paralarının yüzde 70'ini yurtdışında tutuyormuş.
Euromoney göre dünyada 10 milyon süper zengin aile bulunuyor.
Süper zenginlerin servetinin yüzde 64'ü ABD, Japonya, Almanya, İngiltere ve Fransa'da bulunuyor. Geri kalan dilimde Çinli süper zenginler öne çıkıyor.
Kim yoksulluğu yok etmekten bahsediyorsa başlanması gereken yer tam da burası.


AKP yeni bir rekora daha imza attı

2006 sonunda hapishanelerdeki tutuklu ve hükümlü sayısı 70 bin iken bu rakam son bir yılda 93 bine çıktı. Bu yeni bir rekor! Cumhuriyet tarihinde hapishaneler en fazla doluluk oranını yaşıyor.
Hapishanelerin yatma kapasitesi çoktan aşıldı. ranza bulamayan mahkumlar yerde yatı- yor.
Adalet Bakanlığı yeni hapishanelerin inşası ve kullanıma açılışını hızlandırmaya çalışıyor.
Hükümet önceki aflarda serbest bırakılanların yüzde 60’ının suç işleyip geri döndüğü gerekçesiyle genel af fikrine itiraz ediyor.
Ancak hem afla çıkıp yeniden hapse girenlerin hem de yeni tutuklananların ortak bir noktası var ki kimse bundan bahsetmiyor: Türkiye’de giderek yükselen kronik işsizlik.
İşsizlik ve geleceksizlik, bireysel suçların sayısını artırırken, organize suç örgütleri kolayca eleman bulabiliyor.
Başka bir gerçek ise banka hortumlayanların, suikast tertip- leyenlerin ellerini kollarını sallayarak sokakta geziyor oluşu. AKP en alt sıradaki “suçluları” hapse tıksa da güçlülere dokunamıyor.