Sosyalist İşçi 316 (14 Mart 2008)

 

Sayfa 5 :


Kolombiya krizi:
ABD mağlup oldu
Chavez'in Kolombiya'da ABD destekli rejime karşı yıllardır silahlı mücadele yürüten FARC'ın elindeki rehineleri kurtarma girişimine yönelik sabotaj Güney Amerika'yı savaş noktasına yaklaştırdı.
Kolombiya ordusunun Ekvador topraklarına gire- rek FARC'ın 2. lideri ve gerillalarını katletmesine karşı sert tepki veren Venezuela ve Ekvador etrafında kıtadaki tüm anti-emperyalistler birleşti.
ABD’nin arka bahçedeki sadık bekçisi Kolombiya hükümetinin hedefi Chavez iktidarını sarsmaktı. Ancak sonuç tam tersi oldu.
Venezuela sürece hakim olurken, Kolombiya hükümeti geri adım attı. Ekvador ve Venezuela ile masaya oturmayı kabul etti. Savaş kışkırtıcılığı engellendi.
Chavez, FARC’ı elindeki rehineleri bırakmaya davet ederken, krizde "en büyük yenilgiyi Amerikan hükümetinin aldığı”nı söylüyordu. Chavez böylesine bir krizde savaşa gidilmeden, anlaşma sağlanabildiğini de kanıtladıklarını da ekledi.
Chavez, son bir yıldır Venezuela’da muhalefeti sokağa dökmeyi deneyen ABD’nin karşısına güçlenerek çıktı.
Irak’ta bataklığa saplanan ABD emperyalizminin arka bahçesine hakim olamadığı bir kez görüldü.
Chavez’in liderliğindeki anti-emperyalist rüzgar şimdi Kolombiya’yı sarı- yor. Kriz kıta çapında devrim yanlılarına güç verdi.


Venezüela-Kolombiya çelişkisi ABD emperyalizminin yüzünü gösteriyor
George Bush geçen hafta Latin Amerika’daki hükümetler arasında büyüyen krizin içine Kolombiya devlet başkanı Alvaro Uribe’ye desteğini ifade ederek dâhil oldu. Geçen cumartesi Kolombiya ordusu Ekvador’da kamp kuran bir grup FARC (Kolombiya Silahlı Devrimci Güçleri) gerillasını öldürdü. Öldürülenler arasında uzun zamandır FARC’ın önde gelen liderlerinden biri olan Raul Reves de vardı.
Reves FARC’ın uzun süredir elinde tuttuğu önemli rehinelerin serbest bırakılmasına dair görüşmeleri yürütüyordu.
Venezuela ve Ekvador hükümetleri bu saldırıya Kolombiya ile diplomatik ilişkileri keserek ve sınıra askeri birliklerini yollayarak cevap verdi. Venezuela Başkanı Hugo Chavez Kolombiya ile sınır ticaretinin büyük bölümünü kesti. Geçen Çarşamba ise Venezuela’daki Kolombiya şirketlerinin devletleştirilebileceğini duyurdu. Bu arada Ekvador devlet başkanı Rafael Correa Kolombiya ile yaşanan sürtüşmeye karşı destek aramak üzere Latin Amerika ülkeleri arasında bir tura çıktı. Uribe’nin polis şefi buna, FARC kampında bulunan dizüstü bilgisayarların, Chavez’in FARC’a verdiği desteği ‘kanıt’ladığını (Chavez bunu reddetti) söyleyerek cevap verdi.
FARC Kolombiya’daki en eski gerilla örgütü. Devlet şiddetine karşı ortaya çıktı ve devrilen pek çok hükümet gördü.
Uribe ve Bush’un FARC’ı El-Kaide benzeri bir terörist örgüt olarak göstermeye çalışması ise aldığı kitlesel desteği görmezden geliyor.
Chavez geçen yıl boyunca FARC’ın elindeki rehinelerin serbest bırakılması için yapılan görüşmelerde kilit bir rol oynadı. Aynı zamanda Kolombiya hükümetine FARC ile ciddi barış görüşmelerine girmesi için telkinde bulunuyor.
Uribe hükümeti ise bunu reddediyor. Uribe barış görüşmeleri yerine şüpheli gördüğü FARC üyelerine ve muhalefetin çeşitli unsurlarına karşı ağır bir saldırıya yöneliyor.
Kolombiya halen sendikacılar için dünyanın en tehlikeli yerlerinden biri. Sendikacılar, kayboluyor, öldürülüyor, hapse atılıyor veya tehditle sindiriliyor.
Ayrıca devlet paramiliter güçleri besliyor. Kolombiya ABD’nin Latin Amerika’daki en önemli ittifaklarından biri. Bush Kolombiya’yı Venezüela ve Bolivya’nın yürüttüğü ABD karşıtı radikal muhalefete karşı önemli bir tampon olarak da görüyor.
Chavez’in Kolombiya’yı “Latin Amerika’nın İsrail’i” olarak nitelemesi bu yüzden. Bush her yıl Kolombiya’ya 750 milyon dolar bağış yapıyor. Bu paranın %80’i doğrudan silahlanma ve polis gücü yatırımlarına gidiyor.
Bush aynı zamanda bu krizi Kolombiya ile serbest ticaret anlaşması imzalamak için kongreye bir dayatma olarak kullanıyor. FARC yıllardır kanlı bir gerilla savaşına hapsedilmiş durumda. Savaşta çok sayıda insan ölmüş olmasına rağmen Latin Amerika’nın en güçlü ordularından birine sahip olan Kolombiya’ya karşı kazandığına dair bir işaret yok.
Şimdi Kolombiya’da alternatif bir sol strateji ortaya çıkıyor. Süren yoğun baskılara rağmen sendika hareketi ve sosyal hareketler yükseliyor ve Uribe’nin militarizmine ve neoliberalizmine karşı mücadele ediyor.
Esme Choonara


İsrail Gazze’de terör estiriyor

İsrail, geçen hafta, hava saldırısı da dahil olmak üzere düzenlediği askeri operasyonla Gazze şeridinde yaşayan Filistinliler üzerinde terör estirdi.
İsrail, bu operasyonu İslamcı Hamas hareketinin İsrail’e füze atmasını engellemek için düzenlediğini iddia etti. Aslında gerçek amacı Filistin halkının direnişini kırmak.
İsrail beş gün süren bu saldırı sırasında çoğunluğu sivil olan 100 kişiyi ölmesine ve 350 kişinin yaralanmasına neden oldu. Bunun karşılığında iki asker bir sivil olmak üzere 3 İsrailli öldü.
İsrail bu haftanın başında Gazze’den çekilirken, ABD Devlet Bakanı Condoleezza Rice iki günlük bir ziyaret için, muhtemelen bir sonraki saldırının planlarını yapmak üzere İsrail’e geldi.
Jabalia mülteci kampındaki Al Awda hastanesinde doktor olan Amjad Shawa saldırı hakkında şunları söyledi; “Çok zor günler geçirdik. İçinde kadınların, çocukların ve sakatların olduğu çok sayıda insan öldürüldü. Hastaneler yıkıldı. Bu bir katliamdı. Saldırı sırasında üç gün boyunca hiç su bulamadık. Gazze bölgesinde yaşayan 1.5 milyon insan 2006’dan beri İsrail’in saldırılarına maruz kalıyor. Ve her şey giderek daha kötüye gidiyor. Çoğu zaman elektriğimiz yok. Ambulansları çalıştırmak için mazot yok. Başka bir askeri operasyon sorunlarımızı artırmaktan başka bir şeye yaramayacak. Filistinliler bir felaketle karşı karşıya. Hastanelerde yeterli yer yok ve gelen yaralılar yerde yatmak zorunda kalıyor.”
Gazze’ye yapılan bu saldırı, ABD ve İsrail’in Hamas’ı yok etme planının son parçası. 2006 yılının Ocak ayında Hamas’ın Filistin’de yapılan parlamento seçimlerini kazanması üzerine, George Bush, Mahmud Abbas ve Fetih hareketini kullanarak Hamas’a karşı darbe yapma planları yapmaya başladı.
Shawa, “İsrail saldırının bahanesi olarak Filistin’in füze saldırılarını gösteriyor. Böylece, işgalin aslında devam ettiği gerçeğini gizlemeye çalışıyor. İsrail Gazze’den 2004 yılında fiilen çekildi, fakat aslında hala bu bölgeyi kontrol etmeye devam ediyor. Bu, bir ordu ve halkın direnişi arasında gerçekleşen eşitsiz bir savaş. Ve işgale karşı direnmek Filistin halkının en doğal hakkı. İsrail bu saldırıda çocukları öldürdü. Çocuklar İsrail’e füze mi fırlatıyorlardı? Hayır, İsrail çocukları sadece Filistinli oldukları için, ulusal kimliklerinden dolayı öldürdü.”
Shawa, tüm savaş karşıtlarını, 15 Mart’ta tüm dünyada yapılacak gösterilere katılmaya ve Gazze halkıyla dayanışma içinde olduklarını göstermeye çağırdı.