Sosyalist İşçi 322 (25 Nisan 2008)
başka bir enerji mümkün!
NÜKLEER SANTRALLARI, KÜRESEL ISINMAYI
Durdurabiliriz!
Kapitalist endüstri fosil yakıt kullanmaya ve atmosferi sera gazlarıyla doldurmaya devam ediyor.
Petrol, kömür, doğalgaz tüketimi şimdi kısıtlanabilirse, dünya devletleri sera gazı emisyonlarını radikal bir şekilde azaltmaya karar verirse felaketin boyutları küçültülebilir.
Ancak dünya kapitalizmi kirli enerji seçeneklerinden vazgeçmiyor.
Kapitalist endüstri büyüdükçe enerji tüketimi artıyor.
Petrol fiyatları ABD ordusu Irak’ta petrol için kan dökmeye devam ediyor.
Kapitalist hükümetler kömür yataklarına yükleniyor.
Mısır, buğday, soya bitkilerinden elde edilen etanola yöneliş sayesinde milyonlarca insan temel besinlere ulaşamıyor.
Dünya ekonomisine yön veren aktörlerin başında petrol, otomotiv ve dev finans şirketleri geliyor. Sera gazı salımlarını azaltmak bir yana nükleer enerjiyi bir alternatif olarak sunuyorlar.
Küresel ısınmayı durdurmak zorundayız. ABD ve Türkiye’ye Kyoto Protokolü’nü imzalatmak, daha radikal önlemlerin derhal hayata geçirilmesi için hükümetler üzerinde basınç yaratmalıyız.
Pahalı, tehlikeli ve ölümcül bir seçenek olan nükleer enerji fosil yakıtlara bir alternatif olamaz. Nükleerin neler yapabileceğini gerek Nagazaki ve Hiroşima’da gerekse Çernobil’de gördük. Nükleer santralların kurulmasını engellemeliyiz.
Nükleer santrallara karşı mücadeleye küresel ısınmaya karşı direniş arasında güçlü bir bağ var. ikisi de küresel kapitalizmin ürünü, milyonlarca insan açısından ölümcül sonuçlar taşıyor.
Bu bir sınıf mücadelesi. Zengiler daha fazla zengin olmak için her şeyi yok edecek kadar kör.
Enerji devrimi ancak emekçi sınıflar, din, dil, ırk ayrımını aşmış ve kapitalizme karşı birleşmiş bir insanlık tarafından başlatılabilir.
Dünyada yaşayan insanların çoğunluğunun çıkarı fosil yakıtlar, etanol ve nükleer enerji değil yenilenebilir enerji kaynaklarındadır.
Rüzgara, güneşe, jeotermal kaynaklardan elde edilen enerjiyle toplumun çoğunluğunun ihtiyaçlarını karşılamak mümkündür.
Bunu başaramazsak dünya bizler ve diğer canlı türleri için yaşanmaz bir hale gelecek.
Nükleer santrallara ve küresel ısınmaya karşı kampanyaları güçlendirmekten başka yolumuz yok.
Çernobil hâlâ can alıyor
1986’da Çernobil nükleer santralindeki yangın ve patlamanın ardından Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan iki atom bombasından 400 kat daha fazla radyasyon açığa çıktı.
100 bine yakın insan radyasyon sonucu kanserden öldü. 200 binden fazla insanın bugüne kadar nükleer kaza nedeniyle öldüğü tahmin ediliyor.
5 milyon insanın kazadan etkilendiği belirtilirken Çernobil’den sonra Türkiye’de kanser vakaları 20 kat, sakat bebek doğumu 2,5 kat, tüberküloz vakaları 10 kat arttı.
Radyasyon toprağa ve bitki örtüsüne yerleşti. Kanser vakaları geometrik olarak devam ediyor.
Dünya ısınıyor, vakit azalıyor
NASA Godard Enstitüsü Başkanı iklimbilimci James Hansen küresel kapitalizmi suçladı. Küresel ısınmanın önlenmesi için alınması istenen tedbirlerin kömür, petrol, doğal gaz ve enerji sanayisi tarafından engellendiğini söyleyen Hansen, buna sigara üreticilerini örnek gösterdi: "Sigara üreticileri sigaranın kansere yol açtığını biliyorlardı, fakat bunun böyle olmadığını söyleyen bilim adamları tuttular." Problemin enerjinin yüzde 90 fosil yakıtlardan karşılanması olduğunu belirten Hansen’a göre kömürle çalışan termik santralların kullanım ve inşasından derhal vazgeçilmeli: "Küresel ısınmayla mücadele etmek için hala zamanımız var, ancak çabuk hareket etmeliyiz"