AKP-CHP-MHP yeni atanan Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven’in “Dağda ölen teröriste ağlayamıyorsanız insan değilsiniz” sözlerine karşı birleşti.
Araştırmalara göre halkın yüzde 70’i PKK ile müzakereden yana. Son seçimde oyların yüzde 88.7’sini alan partilerin liderlerinin tutumu ise tam tersi. Barış bundan gelmiyor.
Faşist MHP zaten çözüme hepten karşı çıkıyor ve savaş istiyor. Bu yüzden AKP’nin Suriye tezkeresini destekledi.
CHP çözüm istediğini söylüyor ancak Oslo barış sürecine karşı çıkıyor. Barış, savaşanlar arasında olabilecekken müzakereye kökten karşılar.
Peki ya AKP? Erdoğan her fırsatta partisinin bu konuda diğerlerinden farklı olduğunu söylüyor hatta Kürt sorununu çözdüğünü ilan ediyor. “Öcalan’la görüşürüz” diyor. Ama sonra dönüp kendi emrindeki bir polis şefinden bile geri bir şekilde ucuz milliyetçilik yapıyor.
DSİP’in “Çözüm egemen sınıfın partilerine bırakılamaz” tespitinin doğru olduğunu bu saflaşma göstermiştir. Erdoğan, Kılıçdaroğlu ve Bahçeli, Türk halkına yalan söylüyor.
90 yıldır süren ve bugün üç partinin tekrarladığı savaş ve baskı politikaları iflas etti.
Bu savaşta ne devlet PKK’yi yok edecek ne de PKK Türk ordusunu alt edebilecek. Çözümün tek yolu var: Savaş değil masaya oturmak, konuşmak. Baskı değil daha fazla demokrasi.
AKP-CHP-MHP üçlüsünün tutumu ise Kürtleri rencide ederken tüm diyalog imkanlarını sabote ediyor.
Türk emekçileri barış istediklerini göstermeden çözümün önü açılmayacak.
Akan kanın durmasını isteyenler Erdoğan, Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’ye karşı çıkmalıdır.
Savaş bu yüzden bitmiyor:
Tayyip Erdoğan: “Ölen terörist için ağlamadık ağlamayız.”
"Anadilde eğitim diye bir şey yoktur. Bu bir hak değildir, Resmi dil Türkçedir. Seçmeli olabilir.”
Kemal Kılıçdaroğlu: “Emniyet müdürlerinin görevi nedir? Toplumun güvenliğini sağlamak. Bu söylem başlangıçta insani gibi görünse de toplumu bölen bir söylemdir.”
Devlet Bahçeli: "Mademki teröristlere ağlamayan insan değildir, o halde bu salonda insan da bulunmamaktadır. Emniyet müdürü hemen istifa edecektir.”