Arife Köse
Herkes IŞİD’i anlamaya çalışıyor. En çok sorulan sorulardan biri de nasıl olup da IŞİD’in Batı’dan militan toplayabildiği. Cevabı çok net; Batı’nın Müslümanlara karşı geliştirdiği ayrımcı tutum ve giderek sertleşen anti-göçmen yasaları. Sizce burka giyen bir kadın opera izleyebilir mi? Fransa’ya göre izleyemez.
Geçen hafta Paris’te burka giyen bir kadın opera izlerken, iddiaya göre, oyuncuların talebi üzerine görevliler tarafından salondan çıkarıldı. Fransa’da yüzü örten peçe takılması 2010 yılında yasaklanmıştı.
Eylül ayının başında İngiltere Başbakanı David Cameron, anti-IŞİD önlemleri olarak bilinen bir dizi yasa çıkaracaklarını duyurdu. Buna göre polis, IŞİD’e katılmak üzere seyahat ettiğinden şüphe edilen kişinin pasaportuna el koyabilecek. Şüpheli kişilerin İngiltere’ye girişi engellenecek. Çatışma bölgelerine seferi olan havayolu şirketleri yolcuların bilgilerini devlete vermekle yükümlü olacak. Bu da İngiltere’nin makul şüphe yasası işte.
Bu ülkelerde yaşayan Müslümanlar, IŞİD’e katılarak, burka ya da peçe taktıkları için bir yerden atılmayacakları ya da insanlar tarafından sokakta parmakla gösterilmeyecekleri, kılık kıyafetlerinden dolayı kendilerine potansiyel terörist muamelesi yapılmayan, inançlarına göre yaşayabilecekleri bir ortama ya da bunun için verilen mücadeleye katılmış olduklarını düşünüyorlar.
Dünya IŞİD sorununu Ortadoğu’da askeri, kendi ülkelerinde ise güvenlikçi yöntemlerle çözmeye karar vermiş gibi görünüyor. Yanılıyorlar. 11 Eylül’den sonra uygulanmaya başlanan baskı politikaları IŞİD’in ortaya çıkışını önleyemedi. Neden mi? Çünkü sizin elinizdeki tek aletin çekiç olması her sorunu çivi yapmaya yetmez.