Faruk Sevim
Ermenek’teki facia ile yeniden gündeme gelen iş güvenliği konusunda hükümet yeni bir tasarı açıkladı. Ana başlıkları ile tasarıda şunlar var: Çok tehlikeli işlerde çalışanlar mesleki yeterlilik belgesi alacak. Meslek liselerinde iş güvenliği dersi verilecek. Yapı denetimciler iş güvenliğinden de sorumlu olacak. Şantiye şefleri aynı zamanda iş güvenliği uzmanı olacak. Ölümlü iş kazasında işveren iki yıl kamu ihalelerinden men edilecek.
Maden ve inşaatlarda iş güvenliği denetimi görüntülü yapılacak. Madenler iki yoldan yerüstüne bağlanacak. Madenlerde acil durumlarda çıkış için fosforlu hayat hattı kurulacak. Yılda bir yapılan acil durum plan ve tatbikatları altı ayda bir yapılacak. Oksijen maskelerinin değişim noktaları 45 dakikayı geçmeyecek tarzda olacak. Maden şirketleri bir geçiş süreciyle çalışanlara yaşam sigortası yaptıracak. Maden sektöründe özel işletmelerde rödovans (kiralama, taşerona devir) olmayacak.
Elbette genel olarak olumlu düzenlemeler, ama pek çok eksiği de var. Madenlerde iş cinayetlerinin en önemli sebeplerinden olan rödovans uygulamasının kamuda da kaldırılması tasarıda yer almadı. Yine tasarıda madenlerde yaşam odası kurulması zorunluluğu yok.
Mevcut yasada, iş güvenliği uzmanı çalıştırma zorunluluğu 50’den fazla işçi çalıştıran yerlerle sınırlıdır. Bu durumda 12 milyon sigortalı işçinin yaklaşık yüzde 65’i iş güvenliği yasasının kapsamı dışında kalmaktadır, tasarı bu yanlışlığı düzeltmemektedir.
Hükümet mevcut iş güvenliği yasasını uygulama konusunda da başarısızdır. Türkiye’de tehlikeli ve çok tehlikeli iş yeri sayısı 680 bin. Bu işyerlerinin sadece 205 bin tanesinde iş güvenliği uzmanı var, 475 bin iş yerinde halen iş güvenliği uzmanı yok. Hâlbuki bu işyerlerinde iş güvenliği uzmanı çalıştırılması zorunluluğu Ocak 2014’te başlamıştı. Yani yasa çıktı, ama uygulamasını takip eden yok.
İşçilerin temsilcileri olarak sendikalar, işçilerin yaşam hakkının en başta gelen koruyucuları olmalıdır ve yasalardan gelen haklarını savunmalıdır. Ama sendikalaşma oranımız Türkiye’de yüzde 10. Ayrıca mevcut sendikalar pek çok olayda işveren yanlısı tavırlar gösterebilmekteler.
Sendikal örgütlenmeler güçlenmedikçe ve sendikalar sarı, işveren yanlısı yöneticilerden temizlenmedikçe, yasal tedbirlerin işe yaramayacağı bir gerçek.