› Tunus ve Mısır devrimlerinin ardından 2011 Mart’ında Suriye halkı 48 yıldır iktidarı elinde tutan Esad diktatörlüğüne karşı ayaklandı.
› Ayaklanma başladığından bu yana 25 bin insan Suriye ordusu, Esad’a bağlı özel kuvvetler ve gizli polis örgütü tarafından katledildi.
› Canlarını kurtamak isteyen 200 bin insan kaçarak komşu ülkelere sığındı. Bunlardan 80 bini Türkiye’deki kamplarda kötü koşullarda ayakta kalmaya çalışıyor, bazıları ise devlet tarafından sınırdışı ediliyor.
› Savaştan ve ölümden kaçan insanlara karşı Türkiye’de ırkçı bir kampanya başlatıldı. Suriyeli mülteciler milliyetçi ve ulusalcı odaklar tarafından tehlikeli ilan ediliyor.
› Esad diktatörlüğünün vahşetinden kaçanların başımızın üstünde yeri var. Bu, bırakın sosyalist olmayı, insan olmanın gereğidir.
› Suriyeli mültecileri hedef gösterenler, kampların kapatılmasını isteyenler, onlara bir çadırı bir kap ekmeği çok görenler, onlara ev kiralamayın diyenler ırkçıdır ki ‘kanımız canımız Esad’a feda olsun’ diyerek durdukları karanlık yeri göstermektedirler. Mültecilere karşı olanlar Ortadoğu’da zulmün devam etmesini istiyor.
› Biz özgürlük için ayaklanan Suriye halklarının yanındayız. Suriye Devrimi’nin yanındayız. Halk er ya da geç tıpkı Bin Ali ve Mübarek gibi Esad diktasına da son verecek. Biz savaşa, dışardan müdahaleye karşıyız. Katil Esad’ın hakkından halk gelecek.
› Düne kadar Esad ailesinin dostu olan Türkiye hükümeti Suriyeli mülteci kardeşlerimize gereken insani yardımı yapmıyor. Mülteci kamplarındaki insanlık dışı koşullar derhal düzeltilmelidir. Sınırda bekletilen onbinlerce mülteci içeriye alınmalıdır.