Cengiz Alğan
Suriye’de 14 aydır vahşet yaşanıyor. Babadan oğla geçen diktatörlük rejimine ayaklanan isyancılar Esad ordusu ve özel güçleri tarafından kanla bastırıldıktan sonra Özgür Suriye Ordusu’nu kurup rejimle mücadeleye devam ediyorlar.
50 bin insan Auriye ordusu ve gizli polisi tarafından katledildi. Canlarını kaçıp kurtarabilen, çoğu çocuk, kadın ve yaşlılar olmak üzere yüz binlerce Suriyeli evlerini terk edip başka ülkelere sığındı. Bunlardan 80 bini de Türkiye’deki kamplarda barınıyor. Yaklaşan kışla birlikte sorunları da artacak.
Savaştan kaçıp bize sığınan bu insanlara karşı acımasız bir karalama kampanyası yürütülüyor. Antakya’daki kamptan geceleri çıkıp Suriye’de savaştığı ve geri döndükleri iddiasıyla sığınmacılar “sakallı teröristler” olarak ilan ediliyor. Esnafa para ödemedikleri, kadınları taciz ettikleri, şehirde terör estirdikleri iddia ediliyor. Gazetelerde “Güneş kremi de istediler”, “Gelip masaj da yapalım mı?” gibi küçültücü başlıklar yer alıyor. Bunlar, başta Arap ve İslam düşmanlığı olmak üzere, ırkçı kampanyalara dönüşüyor. Sığınmacılara karşı kışkırtıcı haberler tehlikeli boyutlara ulaşıyor.
Haydi dayanışmaya!
DurDe Girişimi olarak sığınmacıların evrensel insan haklarını kullandıklarını anlatarak “Suriyeli sığınmacılar kardeşimizdir!” kampanyasına start vermiş bulunuyoruz. Basına yollanan bir metnin ardından imza kampanyasına dönüştürülen kampanya 6 Ekim’de, İstanbul’da, Suriyeli dostların da aramızda olacağı büyük bir tartışma forumu düzenleyeceğiz.
İç savaşı bizzat yaşayıp Türkiye’ye sığınanların dilinden Suriye’de neler olup bittiğini konuşacağız. Sığınmacıların evrensel insan hakları ve uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan temel haklarını kullanmaları için daha fazla neler yapabileceğimizi tartışacağız. Sonraki yol haritamıza da büyük forumun ardından hep birlikte karar vereceğiz. Hem tartışmalara hem de karar verme süreçlerine katılmak için konuya duyarlı herkesi kampanyamıza destek vermeye ve açık forumumuza davet ediyoruz.