Akçakale’ye düşen Esad’ın bombaları ile savaş rüzgarları esmeye başladı. AKP ve MHP tam da Esad’ın istediğini yaparak savaş tezkeresi çıkardı.

Türk ordusu günlerdir Suriye tarafından gelen toplara top atışıyla karşılık veriyor.

“Bizler, savaş karşıtları olarak, Suriye halkının kaderini, Suriye halkının belirlemesini istiyoruz. Suriye'ye ne Türkiye'nin, ABD'nin, NATO'nun, ne de İran'ın, Rusya'nın ve Katar'ın müdahale etme hakkı yoktur.

Suriye'ye her türlü askeri müdahale, Suriye'yle savaş, savaş tezkeresi, güç gösterisi, militarizmin şiddetinin artması, bölgede önüne geçilemez bir kan dökücülüğün oluşması anlamına gelecektir.

AKP-CHP-MHP yeni atanan Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven’in “Dağda ölen teröriste ağlayamıyorsanız insan değilsiniz” sözlerine karşı birleşti.

Araştırmalara göre halkın yüzde 70’i PKK ile müzakereden yana. Son seçimde oyların yüzde 88.7’sini alan partilerin liderlerinin tutumu ise tam tersi. Barış bundan gelmiyor.

Sıradan insanların siyaseti yönetemeyeceği fikri, emekçilerin sömürüye maruz bırakılması ve yönetilmesi için üretilen en tehlikeli fikirlerin başında geliyor. Devlet yönetimi, özel yetenek gerektiren, belirli vasıflara, ayrıcalık veren bilgiye sahip olmaya dayalı bir uzmanlık alanı olarak tarif edildikçe, toplumun büyük çoğunluğu devleti erişilemez bir güç olarak algılamaya devam ediyor.

Kürt sorunu nasıl çözülecek? Bu soruya iki farklı yanıt veriliyor, bu yanıtların ikisi de yanlış. Bazıları, “AKP ile barış olmaz!”, bazıları ise, “AKP ha çözdü ha çözecek bu sorunu” diyor.

Herhangi bir burjuva partisi, Kürt sorununda çözüm yönünde ne kadar adım atabilirse, AKP de o kadar atabilir. Eğer, Kürt halkının temel hakları kapitalist sistem içinde sağlanamaz deniyorsa, bu da AKP’den bağımsız bir konu, ister ordu egemenliği, ister CHP-MHP koalisyonu olsun, kapitalizm altında yaşamaktan kurtulmuş sayılmayız!

Biz tüm dış güçlerin Suriye’den elini çekmesi gerektiğini savunuyoruz. Suriye halkının gücü Esad’ı devirmeye yeter. Dışarıdan askeri müdahaleye karşıyız çünkü bu müdahale kim tarafından yapılırsa yapılsın Suriye Devrimi’ne ve Batı Kürdistan halkına karşı olacaktır. Peki, bu “dış güçler” kimler?

Özgür Suriye’ye ve Özgür Batı Kürdistan’a müdahale eden devletler Arap Baharı’ndan önce Ortadoğu’da süren sömürünün ve savaşların başlıca sorumlusu olan zorbalardır. Her birinin müdahalesi yoksulların başlattığı Arap devrimlerini boğmak içindir. Bu yüzden tüm dış devletlerin Suriye’ye askeri müdahalelerine karşıyız. Onlar ellerini çekerse Esad diktatörlüğünün sonu Suriye halkı tarafından getirilecektir.

TC Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye’de geçiş hükümeti kurulup başına da Faruk Şara’nın geçirilmesinin en iyi şey olacağını söyledi.  Şara kim? Sünni politikacı 40 yıldır Baas rejiminin yöneticilerinden biri.  Uzun yıllar boyunca diktatör Hafız Esad'ın "sağ kolu" oldu. Baas "demir yumruk" döneminin temel direklerinden biri olarak anılıyor. Şara gibi bir Baasçıyı iktidara taşımak isteyen AKP hükümeti Suriye’de devrimden değil mevcut rejimin onarılmasından yana.

Şenol Karakaş
“Savaşa Hayır!” sloganı, tüm dünyada, 11 Eylül’den sonra başlayan yaygın kampanyalarda öne çıktı, popülerleşti ve tüm kıtalarda milyonlarca insan “Savaşa Hayır!” dedi. İnsanlar, Bush önderliğinde ABD’nin, gözümüzün içine baka baka yalan söyleyerek, 21. yüzyılda ABD hegemonyasını garanti altına almak için 11 Eylül’ü bahane ettiğini kavramış ve sokaklarda ABD’nin önce Afganistan, hemen ardından da Irak işgallerini durdurmak için azimli bir mücadele vermişti.

AKP-MHP’nin savaş tezkeresine karşı çıkan DSİP şunları söylüyor: “Suriye halkının özgürlük mücadelesini ve devrimi destekleyenler, savaşan bir AKP hükümetini, emperyal bir güç olan T.C. Devleti'ni, NATO'yu desteklememelidir.

AKP hükümeti, Çeçen halkının ve Suriye halkının katili Putin'i ağırlamaya hazırlanıyor. Esad'ın ordusunu silahlandıran başlıca güç emperyalist Rusya'dır. Suriye'deki BAAS vahşeti, Rusya'nın ülkedeki askeri üssü ve varlığı yüzünden sürüyor.

Esad’ın halk ayaklanmasına katliamla yanıt vermesi sonucu 1 milyon kişi evlerinden, yarım milyon ise ülkeden ayrıldı. Savaş mültecilerinin 80 bini Türkiye’deki kamplarda yaşıyor, 100 binden fazlası sınırda bekliyor. Hatay’da ırkçılar mülteci kamplarının kapatılması için yürürken, hükümet mültecileri evlerden zorla çıkartıyor.
Katliamdan kaçan insanlar misafir değil mültecidir. Bütün hakları tanınmalıdır. Irkçılara ve AKP’ye dur de!

Kara propaganda, ileri sürülen fikir ya da fikirler yalan olduğu halde doğruymuş gibi savunmak, yaymaktır.Suriye Enformasyon Bakanı Umran El Zubi, Akçakale'ye top mermisi düştükten sonra hayatını kaybedenlerin yakınlarına ve Türk halkına başsağlığı diledi. Yani kendi ordusunun bunu yaptığını açıkça söyledi. Ulusalcı gazeteler ise topun Suriyeli muhalifler tarafından atıldığını ileri sürüyor. Kara propaganda tam da budur işte.

Dijital sayı 27 - 11 Mayıs 2021 (pdf)

Dijital sayı 26 - 27 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 25 - 6 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 24 - 23 Mart 2021 (pdf)

Dijital sayı 23 - 16 Mart 2021 (pdf)

Abone olun

Dostlarımız

Marksist.org

Marksizm 2013

dsip
















Su Hakkı Kampanyası