İşçi sınıfı önce kurtarıcılardan kurtulmalıdır
Sosyalizm, sınıflı toplumlar ortaya çıktığından bu yana verilen bir mücadele.
2 bin yıl önce Trakyalı bir köle olan Spartaküs’ün Roma İmparatorluğu’na karşı başlattığı mücadeleden bu yana alttakiler sistemi değiştirmek için mücadele ediyor.
Sosyalizmin iki ruhu var.
Sosyalizmi bir azınlığın eylemi olarak gören ve yukardan kurulabileceğini savunan anlayış - “Bize oy ver seni kurtaralım” diyen sosyal demokratlar da “bizi destekle iktidarı ele geçirelim” diyen gerilla hareketleri de “işçiler partiye parti iktidara” diyen stalinistler de yukarıdan sosyalizmi savunuyor.
Biz de Marks gibi aşağıdan sosyalizmden yanayız- Sosyalizm, büyük çoğunluğun yine büyük çoğunluğun çıkarına bilinçli ve bağımsız eylemidir. İşçi iktidarı, bir partinin devleti ele geçirmesi değil işçilerin ve ezilenlerin kolektif eyleminden doğan gerçek bir demokrasi ve kendi öz örgütlenmeleriyle kurulabilir.
İşçi sınıfının tarih sahnesine çıktığı 1848 devrimci dalgası sırasında yazılan Komünist Manifesto, aşağıdan sosyalizmi şöyle özetler:
“Şimdiye kadarki tüm hareketler, azınlıktakilerin hareketiydi veya azınlıktakilerin çıkarına hareketlerdi. Proleter hareket ise, son derece büyük bir çoğunluğun, son derece büyük bir çoğunluk çıkarı adına giriştiği özerk harekettir. Şimdiki toplumun en alt katmanı olan proletarya, resmi toplumu oluşturan katmanların tüm üstyapısını bütünüyle havaya uçurmadıkça doğrulamaz, ayağa kalkamaz.”