Gezi Parkı ağaçlarını koruyanları polisten korumak için başlayan direniş, büyük bir özgürlük mücadelesine dönüştü. 21 gün boyunca Taksim’deki Gezi Parkı’nda süren direniş, şimdi 40’dan fazla parkta her gece yüzlerce insanın katıldığı forumlarla sürüyor. AKP’ye ilk büyük yenilgisini tattıran hareket, Gezi direnişinin derslerini çıkartarak mücadeleyi büyütmek için kollarını sıvadı.
AKP ise uğradığı bozgunu gizlemek ve kendi seçmenini konsolide etmek için Gezi Direnişi’ne karşı karalama ve yalan kampanyasını sürdürüyor. Erdoğan, Gezi direnişini şiddete indirgerken, şiddetin kaynağı olan polis terörünü övüyor, biber gazı sıkılacağını polisin daha da güçlendirileceğini söylüyor. Hükümet sözcüleri bile polisin Gezi’de, Ankara’da ve birçok ilde protestoculara orantısız şiddet uyguladığını kabul ederken, İçişleri Bakanı, İstanbul, Ankara ve Hatay Valileri, polis şefleri hükümet tarafından korunuyor. Tıpkı Hrant Dink cinayetine karışan 29 devlet görevlisi gibi.
Gözaltılar ve tutuklamalar başladı. Hükümet yanlısı medya aracılığıyla aralarında DSİP’in de bulunduğu sol hareketler hedef gösteriliyor. Erdoğan, İstanbul’da 1 milyon Türkiye’de 3 milyondan fazla kişinin katıldığı Gezi Direnişi’ni “anarşistlerin”, “teröristlerin”, “provokatörlerin”, “dış uzantıları olan içerideki hainlerin” işi olarak gösteriyor. Tıpkı Kürt direnişini Batı’ya 35 yıldır böyle anlatan devlet gibi.
CHP ve MHP gibi Erdoğan ve AKP liderliği de halkın Gezi direnişini bir Cumhuriyet Mitingi gibi görmesini de istiyor.
Polis şiddetine karşı kendiliğinden patlak veren öfkenin ardında bir komplo olduğunu söyleyen AKP, 28 Şubat darbesinin acı hatırasını istismar ederek kendi iktidarını sağlamlaştırmaya çalışıyor.
Askeri vesayeti geriletmek, darbecileri ve çeteleri yenmekle övünen Erdoğan, özgürlük isteyenlere karşı Kemalist rejimin yöntemleriyle saldırıyor. Ancak başarılı olamayacak.
Oyun değişti. Fırat’ın doğusundaki Kürt özgürlük hareketinin yanında Batı’da tüm ezilenler için özgürlük isteyen yeni bir hareket var. Bu hareket “biz %99’uz” diyor ve AKP’ye oy verenlere düşman olmadığını ilan ediyor.
Direniş, uzun süredir muhalefet alanını kaplayan “AKP karşıtı” söyleme son verirken Erdoğan’ın işi artık zor.
Her atağı, kendisine sunulana “yetmez” diyen, daha fazlasını isteyen, Kürtlerin başına geleni anlayan, neoliberalizm ve devlet baskısını reddeden kitle direnişiyle karşılık bulacak.
