Geçtiğimiz hafta Salı günü Soma’da yaşanan katliamın arkasında Türkiye sermayesinin küresel kapitalizm içerisinde tutmak istediği yer ve buna yönelik en iyi politikaları uygulayan AKP yönetiminin işçi güvenliği ve işçi hakları konusundaki duyarsızlığı var. Dünyanın en büyük 20 ekonomisinden biri olmakla övünen Türkiye, iş kazalarında Avrupa’da birinci, dünyada üçüncü sırada yer alıyor. 2011 yılında Uluslararası Çalışma Örgütü’nün verilerine göre dünyada en çok madencinin öldüğü ülke Türkiye’ydi. Türkiye dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olacak kadar büyürken iş cinayetlerinde de dünyada en üst sıralarda olması sermayenin ne pahasına büyüdüğünü gözler önüne seriyor.
AKP hükümeti Uluslararası Çalışma Örgütü’nün Madenlerde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi’ni yıllardır imzalamıyor çünkü bu bir dizi maliyet demek. Zonguldak’ta meydana gelen facianın ardından maden yönetmeliğinde zorunlu hale gelmesi istenen “kaçış-yaşam odaları” talebi de AKP tarafından kabul görmemişti. Soma holding başkanı Alp Gürkan 2012’deki bir röportajda Türkiye Kömür İşletmeleri’nin (TKİ) 130-140 dolara mal ettiği kömürün tonunu 23.8 dolara çıkardıklarını anlatırken maliyeti özel sektörün çalışma tarzıyla düşürdüklerini söylemiş. İşçi güvenliğini sağlamak özel sektörün çalışma tarzına uygun değil anlaşılan ki maliyeti 5 milyon dolar (10 milyon TL) olan 20 yaşam odası için masrafa girmemişler.
Başbakan Erdoğan, Soma’yı ziyaret ettiğinde öfkeli işçiler ve aileleri tarafından protesto edildi. Erdoğan, protestolar nedeniyle bir markete sığınmak zorunda kaldı ve dünyada görülmemiş bir olaya imza atarak bir göstericiyi yumrukladı, ötekini tokatladı, bir diğerine ise “sen bu ülkenin Başbakanı’na yuh çekersen tokatı yersin” dediği görüldü. Özel Kalem Müdür Yardımcısı Yusuf Yerkel de bir protestocuyu tekmeledi. AKP milletvekili Burhan Kuzu twitter üzerinden kendisine gelen eleştirilere küfürler ederek cevap verdi.
Hükümet ilk dakikadan beri Soma Holding’i korumaya çalışarak ve protestoculara saldırarak aslında patronların hükümeti olduğunu kanıtladı. Soma Holding Başkanı Alp Gürkan olayın ertesi günü gün boyu bakanlarla birlikteydi. Başbakan’ı Soma’da karşılayanlar arasında da Gürkan vardı. Holdingin “kaza” ile ilgili bilgi vermek için yaptığı basın konferansı ise tam bir rezalete dönüştü. Yöneticiler sorulara cevap veremediler, gerginlikleri ve korkuları yüzlerinden okunuyordu. Gürkan pişkin pişkin “Eksikliklerini tamamlayıp madeni işletmeye devam edeceğiz” dedi. Hükümetin 10 ay önce güvenlik önlemleri birinci sınıf dediği Soma Holding madenlerinde, eğer 200 bin dolarlık 40 kişi kapasiteli kaçış odalarından 20 tane olsaydı bütün işçilerin kurtulabileceği ortaya çıktı.
Önümüzde AKP tabanını da sokağa çıkarabilecek bir süreç var gibi gözüküyor. AKP şimdiye kadar bildiği kutuplaştırıcı yöntemlere başvurabilecek durumda değil. Şimdi Soma holding yöneticilerinin derhal tutuklanması, siyasi sorumluların istifa etmesi ve maden ocaklarının derhal devletleştirilmesi taleplerini öne çıkarma zamanı.