Çernobil: Dünyayı nükleer belası ile tanıştıran felaket
26 Nisan 1988 yılında SSCB’ye ait Ukrayna’daki Çernobil Nükleer santralinde test yapmak amacıyla güvenlik sistemleri devre dışı bırakılmıştı, testin amacı reaktör aniden durdurulduğunda güvenlik önlemlerinin devreye girmesi için gereken sürenin belirlenmesiydi.
Ama reaktörün kapasitesi tam durdurulmadan yani %7 civarındayken ilk patlama meydana geldi ve santral binasının tepesi ve reaktör havaya uçtu. Bu kazanın dünyadan saklanması ise sadece 4 gün sürebilmişti. Çernobil kazasıyla havaya, suya, toprağa ve insan vücuduna saçılan radyoaktif elementler bugün hala yaşamı yok etmeye devam ediyor.
Fukuşima 2011:
11 Mart 2011’de Japonya’da meydana gelen 9.0 şiddetindeki depremin ardından oluşan tsunami dalgaları Fukuşima Daiçi Nükleer Enerji santralini de vurdu. Deprem ve tsunami Fukuşima Daiçi Nükleer Enerji Santrali’nde elektriklerin kesilmesine neden oldu ve soğutma sistemlerinin çalışmasını engelledi.
Reaktörlerin çalışması durdurulmuş olmasına rağmen reaktörlerde kullanılan yakıtın ısınması ve erimesi sadece bir kaç saat sürdü.
Parlayan yakıt, hidrojen gazı patlamasına ve binaların hasar görmesine neden oldu. Hem reaktörlerden hem de kullanılmış yakıt havuzlarında biriken atıklardan yüksek miktarda radyasyon sızıntısı oldu. 7 olarak belirlenen kazanın tehlike ve yıkıcılık değerlendirilmesi bilinen en yüksek değerdeydi.