İlk duruşmaları 20 Temmuz’da
Ergenekon Terör Örgütü davasının ikinci iddianamesi Türkiye'de ilk kez bir darbe girişimini ayrıntılarıyla ortaya koyuyor. 28 Şubat'a da 12 Eylül'e de benzemeyen bir darbe yapmak ve '10-15 yıl iktidarda' kalmak istiyorlardı. Ancak suçüstü yakalandılar.
Türkiye bir darbeler ülkesi. 27 Mayıs, 12 Mart 12 Eylül, 28 Şubat darbeleri başarılı oldu. Darbeciler kendi hukuklarına yarattılar, ancak hiçbiri işledikleri suçtan dolayı yargılanmadılar. Darbeciler ilk kez yargılanıyor.
Ergenekon 2. iddianamesi birçok tartışmaya son verecek nitelikte. İlk iddianame oldukça geniş bir cephenin muhalefetiyle karşılaşmış, küçümsenmiş, alaya alınmıştı. Ergenekon Terör Örgütü'nün ve darbe girişimlerinin aslında olmadığı iddia edenler soruşturmayı engellemek için ellerinden geleni yapmıştı. Bu kez işleri zor. Karşılarında birçok delil, belge ve kanıtla dolu bir iddia- name var.
Büyük tehlike
Türkiye'de darbeciler tarafından düşman ilan edilen çoğunluk büyük bir tehlike atlatmış. Kürtlerin, azınlıkların, darbe karşıtlarının "temiz- lenmesi"ni, tüm devlet kadrolarının tek tek belirlenmesini, bir türlü hizaya gelmeyen toplumun baştan aşağıya biçimlendirilmesini hedeflemişler. Yaygınlaştırılan milliyetçilik ve şeriat korkusu, darbeye zemin hazırlamak için yayılmış. Sendikalar ve üniversiteler ise bu doğrultuda kullanılmış. Ergenekon davası 2. iddianamesi darbe suçunu tüm boyutlarıyla sergiliyor.
Ergenekon ve darbe yanlıları soruşturmayı engellemek için ellerinden geleni yapıyor. Ancak 2. iddianame ile seslerinin epeyce kısıldığı ortada. Yine de iddianamenin tali yanlarına gönderme yaparak işi sulandırmaya çalışıyorlar. Evet, iddianame devletin savcıları tarafından üretilmiş, onların ideolojik yaklaşımlarının izlerini taşıyor. Mesela 1960'ların sonunda kurulan Türkiye İşçi Partisi'nden "terör örgütü" diye söz ediliyor. PKK lideri Öcalan'la MİT arasındaki bir ilişkinin izini sürüyor. Ancak bunlar ve benzerleri talidir. Önemli olan darbe suçunun tanımlanması ve darbecilerin hak ettikleri cezayı almalarının istenmesidir.
Arkasında kim var?
Darbe yanlıları iftira ve yalan kampanyasına aralıksız devam ediyor. Onara göre Ergenekon soruşturmasının arkasında Fetullahçılar, AKP hatta Amerika var!
DSİP 2 iddianamenin açıklanmasının ardından yaptığı açıklamada bu davanın arkasında kimler olduğunu sıraladı:
"Bu davanın arkasında binlerce ölü var. Asitle yakılıp öldürülerek ölüm kuyularına atılanlar var. Eşlerini, çocuklarını, arkadaşlarını kaybeden binlerce insan var. Kürt, Ermeni, Sünni, Alevi, eşcinsel, sosyalist, emekçi oldukları için baskı altında tutulan ve darbeciler tarafından düşman edilenler var."
Ergenekon soruşturması en büyük desteği, halkın büyük çoğunluğunun demokrasi yanlısı tutumundan alı- yor. AKP hükümeti soruşturmanın arkasında siyasi olarak dursa da ilerlemesi için gerçek gücünü kullanmıyor. Geriye kalan düzen partileri ve meclis ise darbecilerin karşısında durmuyor.
Darbe tehdidi sürüyor
Ergenekon soruşturması şu ana dek cinayet şebekesinin küçük bir bölümünü kapsıyor. Asıl güçler dışarıda ve onların aktif olduğu yönünde birçok işaret var.
Generaller kurtulmanın yollarını ararken, İlhan Selçuk gibiler cüretkar konuşmalara devam ediyor. Sokakta kaç infaz timi var? Nerede ne kadar cephane gömülü? Bunları henüz bilemiyoruz. Ancak eğer darbeciler cezalandırılmazsa, Ergenekon Terör Örgütü bütün ilişkileriyle deşifre edilmezse yine deneyecekler.
Bu yüzden davanın arkasında durmalıyız. Hiç bir zaman tanınmayan demokratik haklarımızı kullanarak darbeye karşı ses çıkartmalıyız.