DSİP Genel Başkanı
Doğan Tarkan
Dünya ve Türkiye derin bir kriz içinde. Fabrikalar kapanıyor, insanlar işlerini kaybediyor. Krizin bir süre daha derinleşerek süreceği açık.
Yunanistan, Fransa ve İtalya gibi ülkelerde krize karşı daha yoğun bir direniş var. Türkiye'de ise henüz ciddi bir direniş hareketi başlamadı.

1 Mayıs birleşik ve güçlü bir işçi eylemi için bir başlangıç olabilirdi, ama ne yazık ki bu fırsat kullanılmadı.
İki işçi konfederasyonu, DİSK ve KESK Taksim'e çıkmakta ısrar etti, çeşitli sol örgütler de bu ısrarı destekleyince 1 Mayıs'ta Taksim'e çıkmaktan başka hedef kalmadı. İstanbul'dan 100 km. ötedeki İzmit'te ki gösteri de bile "İstanbul’a gideceğiz" diyerek polisle çatışanlar oldu.
Sonuçta Taksim'e 3-5 bin kişi çıktı. Çok daha büyük bir kalabalık ise çok büyük bir alanda zaman zaman polisle çatışarak, zaman zaman ise dolaşıp polis barikatını aşma olanağı bulmaya çalıştı ve başarısız oldu.
Alana girebilen 3-5 bin kişi valinin açıklamalarının tersine sürekli saldırı altındaydı. 2-3 km'lik bir yolu adeta gaz bulutunun içinde yürüdü. Defalarca yolu kesildi. defalarca saldırıya uğradı.
1 mayıs işçi sınıfının birlik ve dayanışma günüydü. İşçi sınıfının doğrudan örgütleri, sendikalar 1 Mayıs günü İstanbul'da parçalanmıştı. Türk-İş ve özellikle de Hak-İş adeta hükümetin 1 Mayıs'a dönük programını hayata geçirdiler.
İki konfederasyon sembolik eylemlerle Taksim'e çıktılar ve sonra Hak-İş "Taksim'e biz çıktık" diyebildi.
Her şeye rağmen işçi konfederasyonlarını 1 Mayıs'ta birleştirebilmek gerekiyordu.
Birlik ve dayanışma 1 Mayıs günü sosyalistler arasında gerçekleşti. Alana girebilen ya da giremeyen on binlerce sosyalist gerçekten birlik ve dayanışma içindeydi. Aynı kararlılık ve dayanışma krize karşı mücadele alanında da gösterilebilse çok daha başarılı sonuçlar alınabilir.
2009 1 Mayıs'ı bitti. Sonuç ne kimilerinin iddia ettiği gibi bütünüyle anlamsız ne de kimilerinin iddia ettiği gibi büyük bir zaferdir.
1 Mayıs'ta hükümet istediğine ulaştı. Bizi esas olarak 1 Mayıs'a çıkarmadı ve büyük işçi yığınlarının gözünde olumsuz bir yere itti.
1 Mayıs'ta DİSK yönetimi istediğine ulaştı. Bu koşullarda bu kadar diyerek küçük bir grup olarak çok sayıda DİSK bayrağı ile Taksim'e çıktı.
Büyük kalabalıklar ise başarısız oldu.
Şimdi 2010'u düşünme zamanı geldi. Bir kere daha aynı duruma düşecek miyiz?
Sendikalar Taksim diye israr edip tek ve merkezi bir miting düzenlemiş olsalar, on binlerce ve onbinlerce işçi ve emekçi Türkiye'nin her tarafından İstanbul'a gelse o vakit sonuç farklı olurdu.
2010'da sendikalar bunu yapacak mı? Asıl soru budur. Eğer sendikalar merkezi tek bir miting çağrısı ile 2010'da Taksim hedefini koymazlarsa o vakit 2010'un 2009'dan farkı kalmayacaktır ve anlamsızdır.
DSİP şimdiden 2010'da 2009'daki duruma düşmemekte kararlıdır. Elde edilen küçük kazanımın üzerinde örgütlenmek ve 2010'un katılımını defalarca büyütmek gerekiyor.


Dijital sayı 27 - 11 Mayıs 2021 (pdf)

Dijital sayı 26 - 27 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 25 - 6 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 24 - 23 Mart 2021 (pdf)

Dijital sayı 23 - 16 Mart 2021 (pdf)

Abone olun

Dostlarımız

Marksist.org

Marksizm 2013

dsip
















Su Hakkı Kampanyası