Pakistan ABD'nin savaş kıskacında
Bu haber üzerine ABD Dışişleri bakanı Hilary Clinton Pakistan'ın bir "varoluşsal tehdit" ile karşı karşıya olduğunu söyledi. NATO'nun Afganistan'daki "iyi" savaşı bir anda yeni ve çok tehlikeli bir dönemece girdi. Pakistan Batı'nın Afganistan problemini çözmeye uğraşırken kendi içinde korkunç bir savaşa yakalandı. 2 yıl öncesine kadar Swat Vadisi merkezi hükümetin kontrolü altındaydı. Ama ABD baskısı altındaki Pakistan ordusu, bölgenin kuzeyindeki Taliban kamplarına saldırmak amacıyla oradan geçerken savaşı o bölgeye taşımış oldu.
Kuzey Pakistan'a yağan roketler doğal olarak sınır bölgelerini ABD ve müttefiklerine karşı duyulan öfkenin merkezi haline getirdi. Bu roketler Pakistan hükümetleriyle yerel kabileler arasındaki barışı bozdu.
Olayların böyle olması beklenmiyordu. Militanların "ABD ve Pakistan ordularının kudretiyle ezilmesi" planlanmıştı. Ancak her iki ordu da ne Afganistan'da ne de Pakistan'da olayları kontrol edebiliyor.
Kendini bu savaşa adayan yeni ABD yönetimi ve onun müttefiki İngiltere, şimdi Afganistan'daki işgali yenilginin kıyısına kadar getiren bütün sorunlarla yüzleşmek zorunda.
İngiliz hükümeti, ekonomik krizin getiridiği mali erime nedeniyle, ordusunun işgali devam ettirmesinin iyice zorlaştığını ağzından kaçırdı.
Bu gibi şeyler hükümetler tarafından doğrudan söylenmez, bu yüzden bunun yerine gazetelere İngiliz ordusunun direnişi kırmak amacıyla daha fazla "özel kuvvet" kullanacağı şeklinde haberler servis edildi.
Bunun gerçek anlamı Afganistan'ın işgal etmek için fazla büyük ve fazla masraflı olduğunun kabul edilmesidir. Tek ve en bariz çözüm bütün askerleri geri çekerek ABD'nin başlattığı bu savaşın neden olduğu vahşete ve istikrarsızlığa bir son vermektir.