Kıbrıs’ın Kuzey’inde örgütlü olan YKP’nin genel sekreteri Murat Kanatlı geçen hafta sol partilerle görüşmek için İstanbul’daydı. DSİP’te YKP ile görüştü ve aşağıdaki bildiriye imza attı.
Kıbrıs sorunu, uzun bir çatışma tarihini içinde barındırmaktadır. Kıbrıslıların ortak vatanlarında yaşamları, milliyetçi kesimlerin "büyük"(!) düşlerinin, kapitalist toplumdaki klasik sınıf çelişkilerinin ve emperyalistlerce önemli sayılan coğrafyasının tutsaklığının dayatmalarından kurtulamadı. Yaşanan süreçte Kıbrıslılar, ortasından tel örgüler geçen, coğrafyası kanla bölünmüş, halkı ve tüm yasam alanları ikiye ayrılmış olarak hayatlarını sürdürmeye çalışıyor…
Yeni Kıbrıs Partisi, tüm bunları kabullenmeyerek ortak vatan için her dilde konuşan Kıbrıslılarla bir arada mücadelesini sürdürdü, sürdürmeye devam etmektedir.
 Bunun yanında, enternasyonalist bir anlayışı olan Yeni Kıbrıs Partisi, Kıbrıs sorununa taraf olan ülkelerin siyasi parti ve örgütleri basta olmak üzere tüm dünyadaki sol, sosyalist, ilerici örgütlerle birlikte, kendi coğrafyasının sorunu basta olmak uzara farklı alanlarda da mücadelesini sürdürmektedir…
1974 yılında, NATO'nun kendi çıkarları çerçevesinde ortaya koyduğu senaryonun birinci perdesinde; Yunan cuntasının askeri darbesinin ardından, ikinci perdesinde de Türkiye'nin askeri işgali, bu coğrafyanın sorununu başka bir boyuta taşımış bulunmaktadır. Ancak, askeri harekatın neticesinde ortaya çıkan işgal; fetih siyasetiyle bir istilaya dönüşmüş durumdadır...
Bu fetih siyaseti sonucu, TC sivil ve askeri bürokratları basta olmak üzere; Türkiye'nin derin ve sivil yönetimleri uyguladıkları asimilasyon ve entegrasyon politikaları sonucunda Kıbrıs'ın kuzeyini Türkleştirme ve Sünni - Müslümanlaştırma gayretini ısrarla sürdürmektedirler. Bu anlayış, resmi olarak 1950'lerin ortasında TAKSIM tezi ile ifade edilirken ki o zamanda da ana hedef adanın tamamını geri almaktı, simdi "ata toprağını geri alma ve Türkleştirme" diye de ifade edilebilecek istirdat (irredentist) siyaseti Kıbrıs'ın kuzeyi için günlük yasamda öne çıkmaktadır. Bunun için; Kıbrıs'ın kuzeyinde bir valilik gibi çalışan elcilik kurumu oluşturulmuş, bu kurum aracılığı ile sosyo-politikalara, siyasi alana açık ve kapalı müdahalelerde bulunulmuş, Kıbrıs'ın kuzeyindeki idarenin, Ankara'nın bir acentesi gibi hareket etmesi sağlanmıştır. Askeri kurumların yanında, Kutlu Adali'nin da öldürülmesinden de sorumlu tutulan, kendine ait radyosu ile her gün şoven ve milliyetçi yayınları çeşitli formatlarda kitlelere taşıyan, Kıbrıs'ın kuzeyini dev Türk bayraklarıyla donatan, yeraltı faaliyetlerinde paravan olarak kullanılan Sivil Savunma Teşkilatı'nın başında TC Genelkurmayı tarafından atanan askeri yetkililer bulunmaktadır.
Son 35 yılda uygulanan entegrasyon - asimilasyonla, Türkleştirme ve Sünni - Müslümanlaştırma politikalarına uygun olarak taşınan nüfus sonucunda; 100 bin civarında kalan adanın kuzeyindeki Kıbrıslı nüfus azınlığa düşürülerek; 400 bin civarında Türkiye'nin çeşitli yerlerinden gelen/getirilen taşıma nüfusla, Kıbrıslıların özgür iradesi bloke edilmiştir. Bu, adanın kuzeyindeki Kıbrıslıyı yok etmeyi amaçlayan ve bu coğrafyayı Türkiye'nin bir vilayeti yapmaya çalışan mantalitenin Kıbrıslılar üzerinde en acı saldırı silahı olmuştur. Gelinen noktada, Kıbrıs'ın kendine has kültürü Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetenlerin yayılmacı politikasıyla, adanın kuzeyinde yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır.
Bu durumdan çıkış ve kurtuluş yollarından önemli bir tanesi de Enternasyonal dayanışmadır. Bu mücadeleye Türkiye'deki sol partilerin de katılmasını bekliyoruz.

Dijital sayı 27 - 11 Mayıs 2021 (pdf)

Dijital sayı 26 - 27 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 25 - 6 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 24 - 23 Mart 2021 (pdf)

Dijital sayı 23 - 16 Mart 2021 (pdf)

Abone olun

Dostlarımız

Marksist.org

Marksizm 2013

dsip
















Su Hakkı Kampanyası