Chris Bambery; Walter Benjamin'in geç dönem yazılarını değerlendiriyor.
1940 Eylül'ünde işgal altındaki Fransa'dan İspanya'ya kaçan Alman Yahudisi bir göçmen, kendisine Hitler Gestapo'suna teslim edileceği söylendikten sonra intihar etti. Walter Benjamin, Naziler tarafından Alman vatandaşlığından çıkarılmıştı. Bir yahudi, bir solcu ve Bertolt Brecht gibi komünistlerin arkadaşı olarak, Nazilerin eline düşerse kaderinin ne olabileceğinin gayet iyi farkındaydı.
Tarih konusunda son yazdıklarıyla hatırlanmazsa, en çok kültür üzerine yazdıklarıyla hatırlanacaktır. Hitler'in zaferi onu komünist parti ve Sovyetler Birliği hakkında eleştirel olmaya itti. Arkadaşı Brecht'in aksine o, eleştirilerini dile getirecek cesarete sahipti. Bunu yapmak, çoğu kişinin Sovyetler Birliği'ni faşizm karşısındaki tek engel olarak gördüğü günlerde hiç de kolay değildi. Benjamin, son yazılarında hem Alman sosyalistlerinin, hem de komünistlerinin Nazi tehdidini yeteri kadar ciddiye almama hataları üzerine yoğunlaştı. Bu durumun kısmen tarihin mutlaka sosyalizmin-ya da Stalin Rusya'sında sosyalizm olduğu iddia edilen durumun- zaferini getireceği inancından kaynaklandığını öne sürdü. Böyle bir "mekanik Marksizm" anlayışı, işçileri sosyalizmin uğrunda mücadele verilecek ve kazanılacak bir şey değil, kaçınılmaz olarak gerçekleşecek bir durum olduğu inancıyla uyuşturur.
Plekhanov, 'Rus Marksizmi'nin babası', "Biz, elbette, yolumuzu biliyor, tarihin bizi son hız hedefimize doğru götüren treninde oturuyoruz." diye yazdığında bu akımdan etkilendiğini belli ediyordu. Benjamin şöyle cevap veriyor; "Marx, devrimlerin dünya tarihinin lokomotifi olduğunu söyler. Ama belki de durum biraz daha farklı. Belki de devrimler trende yolculuk eden insan ırkının imdat frenini çekmesidir." Benjamin, Marx'ın işaret ettiği kapitalizmin temel çelişkisine geri dönüyor. Verimlilikteki devasa artış dönemleri arasında insanlığı ve gezegeni tehdit eden yıkıcı güçlerde de muazzam bir yükseliş olur. Devrim, ekonomik gelişmenin nihai çıktısı olmayabilir. Bunun yerine felakete doğru giden bir sistemden tarihi bir kopuşu gerektirebilir.
Tehlike
Faşizm; işçi sınıfının o güne kadar karşılaştığı en büyük tehlikeydi. "Mekanik Marksistler" için ise faşizm tarihsel "ilerleme" sürecinde bir istisnaydı. Bu yüzden sosyalistler, faşizmin Almanya gibi gelişmiş bir ülkede zafere ulaşamayacağını öne sürerken, komünistler Hitler'in kazanabileceği bir zaferin kısa ömürlü olacağını iddia ettiler.
Benjamin'e göre faşizm sınıf baskısının değişmez gerçekliğinden çıkıyordu. Faşizm; korkunç sosyal gerilemelerle, "ilerleme"nin ürünü olan teknolojiyi birleştiriyordu. Bu teknoloji ölüm kamplarında ve savaş alanında yıkıcı etkiler yaratmak için kullanılıyordu.
Benjamin Marx'ı onun mirasına göz koyanlardan kurtarmaya çalıştı. Şöyle yazıyordu; "Her çağda, gelenek ona boyun eğdirmeye çalışan konformizme karşı savunulmalıdır." Marx'ın belirttiği gibi kendi seçtikleri koşullar altında olmasa bile tarihi insanlar yapar. Tarih, bizi kendi akışı içinde ileriye doğru taşıyan bağımsız bir süreç değil." "Mekanik Marksistler"in iddiasına göre feodalizm köleliğin yerini almıştır, kapitalizm feodalizmin yerini almıştır ve kaçınılmaz bir şekilde sosyalizm de kapitalizmin yerini alacaktır. Ancak hiçbir şey kaçınılmaz değildir. Tarih, insanlar tarafından yapılıyorsa hatalar olması mümkündür. 20'nci yüzyılda gerçekleşen devrimler bize bunu gösterdi.
Benjamin açıkça önemli bir noktaya dikkat çekiyor "Bizim kuşağımızın edindiği tecrübeler şunu gösteriyor ki, kapitalizm kendiliğinden yok olmayacak." Marx'ın dediği gibi kapitalizm sınıf mücadelesini yaratır. Ama Benjamin, bu mücadelenin devamlı bir gerilla savaşı halini aldığı durumlarda işçi sınıfı devrime kazanılmadan sistemin devrilemeyeceğini ekler.
İşçi sınıfı "yaptığı devrimin tarihsel bir dönüm noktası olduğu bilincini" kazanmak zorundadır. İşçi sınıfı, tarih boyunca tüm ezilenlerin, baskı görenlerin "öcünü almalıdır". Ezilenlerin geçmişteki mücadelelerinden ilham alarak gelecek kuşakları felaketten kurtarmalıdır. Benjamin için devrim uzak bir hayal değil, bir gerekliliktir."Devrimin başarısı garanti değildir" der. Bu kazanma ihtimali az bir kumar-ama bu riske girilmeli. Yıkım ve insanın kurtuluşu arasında bir karar vermek zorundayız. Evet, başarısızlık tehlikesi var ama başarı umudu da var.
Onur Devrim Üçbaş,
Socialist Worker'dan çevirdi
Tarih meleği alegorisi
“Klee’nin Angelus Novus adlı bir resmi vardır. Bir melek betimlenmiştir bu resimde; meleğin görünüşü, sanki bakışlarını dikmiş olduğu bir şeyden uzaklaşmak ister gibidir. Gözleri, ağzı ve kanatları açılmıştır. Tarihin meleği de böyle gözükmelidir. Yüzünü geçmişe çevirmiştir. Bizim bir olaylar zinciri gördüğümüz noktada, o tek bir felaket görür, yıkıntıları birbiri üstüne yığıp, onun ayakları dibine fırlatan bir felaket. Melek, büyük bir olasılıkla orada kalmak, ölüleri diriltmek, parçalanmış olanı yeniden bir araya getirmek ister. Ama cennetten esen bir fırtına kanatlarına dolanmıştır ve bu fırtına öylesine güçlüdür ki, melek artık kanatlarını kapayamaz. Fırtına onu sürekli olarak sırtını dönmüş olduğu geleceğe doğru sürükler; önündeki yıkıntı yığını ise göğe doğru yükselmektedir. Bizim ilerleme diye adlandırdığımız, işte bu fırtınadır.”
Pasajlar’dan
Türkçe’de Walter Benjamin
l Son Bakışta Aşk/Metis
l Tek Yön/YKY
l Pasajlar/YKY
l Brecht'i Anlamak/Metis
l Estetize Edilmiş Yaşam Alman Faşizminin Düşünsel Oluşumları/Der
l Estetik ve Politika/
Derleme/Alkım