Roni Margulies
Bazen olur ya, "Yazarımız yıllık iznini kullanmaktadır" ibaresi çıkar köşeyazarının resminin altında. Benim burada ne resmim var, ne de yıllık iznim! Yurtdışındayım, ama 18 Temmuz gösterisine katılamamanın yanı sıra bir de yazımı yazmazsam, kınayan olur diye korkuyorum!
İzin yapmadığımı, siyasi gelişmeleri dikkatle izlediğimi kanıtlayabilmek için, Pendik Sonsöz gazetesini bile okudum. Bu Pendik İstanbul'daki Pendik midir, Çorum'da bir Pendik daha mı var, bilmem. Ama millî duygularla pır pır eden bir gazete olduğu kesin.
Emin Varol adlı köşeyazarı, "Yüreğinde Türkiye ateşi yananlara" hitaben şöyle yazmış:
"Devletteki kadrolaşmayı ve uygulamaları göz önüne alırsak, görünen tablo şu. Kurtuluş Savaşı ile başlayan aydınlanma devrimine karşı olanlar, dış güçlerin de desteğiyle, Türkiye'de sivil darbe gerçekleştirme aşamasındalar. Bu darbenin siyasi boyutu, demokrasinin tanıdığı fırsatlar sömürülerek gerçekleşmiş gözüküyor."
Şu demokrasiden çekmediğimiz kalmadı. Her şeye fırsat tanıyor!
Peki, bu sivil darbenin amacı ne? "Bağımsızlığı, aydınlanmayı ve özgürlüğü savunanları sindirmek." Demokrasiden kurtulsak, yönetimi doğrudan "bağımsızlığı, aydınlanmayı ve özgürlüğü savunanlara" bıraksak, hayat ne kolay olacak! Hepimiz "bağımsız, aydın ve özgür" olacağız.
Sanmayın ki sivil darbe korkusu Pendikli bir zırzopun hezeyanlarından ibaret. Bakın daha kimler aynı hezeyanlardan mustarip.
Daha 2-3 ay önce, eski şair, yeni milliyetçi Ataol Behramoğlu'nun bir kitabı çıktı. Tesadüf bu ya, adı Sivil Darbe. Kapakta şöyle yazıyor: "2003 tarihinde Cumhuriyet gazetesindeki köşesinde yayınlanan 'Sivil Darbe' başlıklı yazısında [Behramoğlu] şöyle demekteydi: "AKP'nin yaptıkları, yapmaya çalıştıkları ancak ve sadece 'sivil darbe' sözcükleriyle nitelenebilir. Tabii, henüz girişim sürecindeki bir sivil darbe..." O günden bugüne geçen altı yıla yakın süre bu tanıyı doğrulamış, 'sivil darbe' deyimi siyasi literatürümüze yerleşmiştir."
Güzel Türkçemiz milliyetçilere ve darbecilere ne çok şey borçlu! Ne çok anlamsız kelime kazandırdılar dilimize. Darbeciysen, darbe yapmana izin vermeyenlere "sivil darbeci" denir! Milliyetçiysen, ama ilerici olduğunu zannediyorsan, "ulusalcı" olursun!
"Genelkurmay Başkanı" yerine "Demokratik Önder", "Anayasa Mahkemesi" yerine "yüce hükümet", "genel seçim" yerine "sevdiklerimizin atanması" dememizi de önerirler mi acaba?
Başka kimler sivil darbe endişesi taşıyor?
Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Sekreteri Suay Karaman, Ergenekon gözaltılarının "son derece hukuksuz bir uygulama" olduğunu söyleyerek "Türkiye'de iktidar tarafından sivil darbe uygulanmaktadır. Bu darbe kapsamında bütün yurtseverler göz altına alınmaktadır. Sonuçlarını göreceğiz yakında" demiş. İnşallah.
Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, AKP'nin yüzde 47 oyla her istediğini yapmaya çalıştığından yakınmış. Bu durumda her yüzde 47 oy alanın kendi anayasasını yapabileceğini belirttikten sonra, yetkisi olmadan anayasa yapmaya çalışan AKP'nin tavrını "sivil darbe girişimi" olarak tanımlamış.
Ve nihayet, ünlü siyaset bilimcisi Deniz Baykal, "Darbe demek, sadece askerlerin sabaha karşı denetimi ele geçirmesi değildir. Sivil darbeler de yapılır. Bugün uygulanan ve yapılan da bir tahakküm projesi çerçevesinde sivil darbedir" buyurmuş.
Kendisi askerî darbe taraftarı olmayıp da sivil darbeden şikâyet eden kimse var mı? Ben bulamadım. Ama kendim sivil darbeci olduğum için, iyi aramamış olabilirim.

Dijital sayı 27 - 11 Mayıs 2021 (pdf)

Dijital sayı 26 - 27 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 25 - 6 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 24 - 23 Mart 2021 (pdf)

Dijital sayı 23 - 16 Mart 2021 (pdf)

Abone olun

Dostlarımız

Marksist.org

Marksizm 2013

dsip
















Su Hakkı Kampanyası