Önce ağaçları korumak için parkta oturma eylemi başlatanlara polis hunharca saldırdı ve bugün hükümetin yenilgisi ile biten süreç başladı. Direniş giderek Gezi Parkı'ndaki ağaçların kesilip kesilmemesinden çıkarak polisin şiddetine karşı bir harekete dönüştü.
Gezi Parkı direnişini hiçbir siyasi örgüt düzenlemedi, aylardır süren bir sessiz direnişin sonucunda eylem başladı ve hızla büyüdü. Bütün büyük eylemler böyle başlar ve sürer.
Gezi Parkı direnişine çeşitli güçler müdahale etti. Bunlardan birisi de ulusalcılardı. Zaman zaman 10. Yıl Marşı söylendi, "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganı atıldı. Kimileri bu direnişi barış ve çözüm sürecini karalamak için kullandı. Kimileri hareketin içinde Kemalistler de var diye hareketi karalamaya çalıştı, ama hareket bütün bu müdahaleleri aştı ve kazandı.
Gezi Parkı direnişi, AKP hükümeti için ilk büyük yenilgidir. Hükümet, halkın mücadele gücünü küçümsedi ve polisin bütün şiddetine rağmen yenildi.
Eğer hareket Gezi Parkı direnişindeki özelliklerini korursa; sekter olmazsa, birleştirici olabilirse, AKP tabanının bazı bölümlerini de kazanabilirse, şiddete karşı yılmadan direnirse, AKP sokakta yeni yenilgiler alır.
Şurası açık ki, Gezi Parkı direnişi AKP seçmenlerini de etkiledi, kısmen hareket geçirdi. İşte AKP için belki de sonun başlangıcı bu olabilir.
Devrimci Sosyalist İşçi Partisi, Gezi Parkı direnişine ilk gününden itibaren katıldı, diğer güçlerle birlikte mücadelede aralıksız yer aldı.
Şimdi görevimiz, bu direnişin özelliklerini daha çok tartışmak ve yerleştirmektir.
Barış ve çözüm sürecinin başlaması bir dönemeçti, Gezi Parkı direnişi ile birlikte özgürlükler mücadelesinde de bir yeni döneme girildi.
Hepimize kolay gelsin.