Faruk Sevim
Ortadoğu halkları bir kez daha yaşamak için savaşmak zorunda. Suriye’de ve Irak’ta kendisini “İslam”ın taşıyıcısı sayan, kendisi dışındaki bütün örgütleri “kafir” ilan eden IŞİD örgütünün saldırısı altındalar.
Aslında bu savaşın sorumluları en başta Amerika ve Avrupalı emperyalistlerdir. Irak’ın işgal edilmesiyle başlayan süreç, Ortadoğu’yu içinden çıkılmaz bir savaş cehennemine dönüştürmüştür. IŞİD ve benzeri örgütler bu cehennemin ürünüdür.
2003’te Irak’ta ABD’nin işgaliyle birlikte başlayan Sünnileri dışlayan politikalar ve 2011’de Suriye’de başlayan halk ayaklanmasının Esad rejimi tarafından zalimce ezilmesidir. Suriye’de Esad rejiminin 200 bin kişiyi öldürerek, 10 milyon kişiyi yerinden yurdun ederek iktidarda kalması, halkın kitlesel mücadeleler yerine giderek IŞİD benzeri silahlı örgütlere yönelmesine neden olmuştur.
IŞİD örgütü son aylarda Kürt bölgelerini, özellikle de Suriyeli Kürtlerin kurduğu Kobane özerk bölgesini hedef almıştır. Suriyeli Kürtler ellerindeki son derece kısıtlı imkânlarla 40 gündür Kobane’de kendilerini savunmaya çalışmaktadırlar. Kürt halkının ve diğer halkların IŞİD tarafından katledilmesini engellemek için Türkiyeli işçi ve emekçiler ayağa kalkmalıdır, daha fazla gayret göstermelidir.
Geçtiğimiz günlerde Kobane ile dayanışma amacı ile yapılan işçi-emekçi eylemlerine katılım çok yetersizdi. KESK ve DİSK kendi üyelerini bile eylemlere taşıyamadı. Türk-iş, Hak-iş, Memur-Sen ise zaten tümüyle Kobane dayanışmasının dışında durdular.
IŞİD saldırılarına direnen Kürt, Arap, Türkmen bölge halkları ile dayanışmak için daha kitlesel barışçı gösteriler düzenlenmelidir. Türkiye’de yaşayan halkların desteği, IŞİD saldırılarının önlenmesi için çok önemlidir.
IŞİD’i ancak halkların kararlı direnişi yok edebilir, yoksa Amerikan bombaları değil.