CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun Dersim katliamı nedeniyle özür dilemesi, yine bir grup CHP’li tarafından ağır hakaretler ve eleştirilerle karşılandı.
Onur Öymen, “Ümit ediyorum ki Sayın Kılıçdaroğlu bu konuşmayı kınayacaktır. Bunu yapamazsa Kılıçdaroğlu’nun Atatürk’ün koltuğunda oturmayı sürdürmesi mümkün değildir’ diyerek ırkçı inkârcı CHP geleneğiyle CHP Genel Başkanı’nı da tehdit etti.
“Fare gibi zehirlendiler”
1960’larda Demirel hükümetinin bakanlarından olan İhsan Sabri Çağlayangil, bir röportajda, “Mağaralara iltica etmişlerdi. Ordu, zehirli gaz kullandı, mağaraların kapısının içinden. Bunları fare gibi zehirledi. Yediden yetmişe o Dersim Kürtlerini kestiler.” demişti.
Tarihçilerin araştırmaları, daha 1926 yılında Dersim’de bir katliamın planlanmaya başladığını gösteriyor. Ayşe Hür’ün aktarımına göre, Mülkiye Müfettişi Hamdi Bey, 1926 yılında yazdığı bir raporda, “Dersim cumhuriyet hükümeti için bir çıbandır. Bu çıbanın üzerinde kesin bir işlem yapmak” gerekir diyor ve işlemlerin arasına Dersimlileri sürgüne yollamayı ilk sıraya koyuyor.
1934 yılında çıkan İskan Kanunu’nuyla Türk olmayanların sürgünü ve Türklerin arasına serpiştirilmesi hedefi yasal çerçeve büründürüldü. 1937 yılının Mart ayında ise ordu Dersim’e saldırdı. Saldırının sonucunda resmi rakamlara göre 13.806 Dersimli öldürüldü, 11.163 kişi sürüldü.
Katliam, CHP ve özür
Dersim katliamı 1938 yılına kadar sürdü. Katliama karşı direnenlerin yakalanması ve idam edilmesiyle devlet Dersim’i islah etmiş oldu. Dersim katliamı, İttihat ve Terakki’yle zirveye çıkan Anadolu’yu Türkleştirme politikasının sonuçlarından birisidir. Ermeni soykırımından Dersim katliamına, cumhuriyetin kısa tarihi aynı zamanda bir katliamlar tarihi. Bu tarih bir yandan da yalanların ardında gizleniyor. Bugün CHP’lilerin Dersim katliamından dolayı özür dileyen CHP’lileri bile eleştirmesi CHP’nin demokrat, özgürlükçü, değişimden yana olan sosyal demokrat bir partiye dönüşmesinin neden hemen hemen imkansız olduğunu da gözler önüne seriyor.