Kürtlerin hakları bir an önce tanınmalı
Diyarbakır'da buluşan ölen askerlerin ve gerillaların anneleri en zor görüneni yaptı, birbirlerine sarıldı. İnsanlara sadece Kürt oldukları, ana dillerini konuşup Kürt olarak yaşamak istedikleri için bok yedirildi. Binlerce insan faili meçhul cinayetlere kurban gitti. Aileleri cesetlerine bile ulaşamadı. Yıllar sonra bir itiraf ediyor ve ölüm kuyuları açılıyor.
Tüm bunlar Kürt Özgürlük Hareketi'nin ve artık özgür olmak isteyen Kürt halkının mücadelesinin eseridir. Kürtler haklılar. Dili, kimliği, kültürü inkâr edilmiş, yaşadıkları topraklar sürekli askeri işgal altında tutulmuş, yer altı ve yerüstü kaynakları sömürülürken kendilerine bir kuruş bile verilmemiş, devlet ve yasalar karşısında ayrımcılığa uğramış bu halk nasıl istiyorsa öyle yaşamalıdır.
Bu Türk emekçilerinin de çıkarınadır. Çoğu Kürt 40 binden fazla insanın yaşamını yitirmesine, yüzlerce köyün boşaltılmasına ve insanların yerinden edilmesine neden olan bu anlamsız savaş için 500 milyar dolar harcandı. Türkiye'de yaşayan bütün emekçiler savaşın sürdüğü 25 yıl boyunca yoksullaştı. "Güvenlik" ve "terör" bahanesiyle grevler yasaklandı. Demokratik haklar kısıtlandı. Sendikalar baskı altına alındı. Savaş tüm toplumu çıldırttı. Bu çılgınlık artık son bulmalı.
Şimdi barışın zamanı. Savaştan yorulmuş ve bıkmış, daha fazla kan dökülmesini istemeyen Türk ve Kürt emekçiler, anneler bunu istiyor.
CHP ve MHP barış sürecini engellemek istiyor. Ancak başaramayacaklar.
Birileri belki bir yerlerde bir bomba patlatmayı, bir provokasyon yapmayı planlıyor. Bunlar olabilir, ama yıllarca patlayan bombaların sahibini PKK sanan Türk halkı gerçek sahibin Ergenekon olduğunu artık biliyor. Dağlıca'da ve Aktütün'de emekçi çocuklarının ne için ve nasıl bir ölüme terk edildiklerini gördük. Kimse çocuklarının bu anlamsız savaşta ölmesini istemiyor. 

Devlet tutum değiştirmeli
Kürt sorununun siyasal çözümü için AKP ve DTP'nin diyalogunu destekliyoruz. Ancak daha fazlası gerek. Bugün Kürt sorununun çözülmesinin önündeki en büyük engel resmi devlet politikasıdır. Devlet tutum değiştirmelidir.
"Terörist" edebiyatını sürdürerek kimse hiçbir yere varamaz. Türkiye'den yaşayan herkesin Türk olduğu iddiasına dayalı olan tüm devlet politikası değişmelidir.

Savaşanlar masaya oturur

Kürt sorununun siyasal çözümünü destekleyen her türlü girişim önemlidir. Erdoğan'ın düne kadar elini sıkmadığı Ahmet Türk'le konuşması iyidir. Ancak barış ancak savaşan güçler arasında gerçekleşebilir.
DTP Kürtlerin meclisteki temsilcisidir. DTP hakkında açılan kapatma davası derhal durdurulmalıdır. Kürt milletvekileri ve siyasetçilerine dönük davaların tümü düşürülmelidir. PKK ve lideri Abdullah Öcalan Türkiye'de yaşayan Kürtlerin büyük bölümü tarafından desteklenmektedir. PKK'yi ve Öcalan'ı dışarıda tutan bir süreç hiçbir yere varamaz. Konuşmak kolaydır, Öcalan İmralı'da zaten devletin tutsağıdır ve çözümde rol üstlenmeyi kabul etmektedir.
Dağdakileri indirmenin yolu bellidir: Terör suçlamalarını ortadan kaldırmak, hapishaneleri boşaltmak.
Genel af, demokratik siyaset hakkı
Devlet hiçbir zaman Kürtlere silahla direnmekten başka yol bırakmadı. Şimdi demokratik siyaset yollarının onlar için açık olduğu kanıtlanırsa işte o zaman silahların gerekçesi de ortadan kalkar.
Öcalan, Kürt halkının temsilcidir ve silahlı güçler onu dinlemektedir. Eğer barış isteniyorsa Öcalan'ın öncellikle İmralı'daki koşulları iyileştirilmeli ve serbest bırakılması bir plan ortaya konulmalıdır. Devlet, Öcalan'ı elinde tutarak şantajla başaracağını sandı, yapamadı. Böylesi bir gerilim kaynağına daha fazla gerek yok.

Statüko değişmeli

Fırat'ın doğusunda yaşayan Kürtler 29 Mart'taki seçimlerde kitlesel olarak DTP'ye oy verdiler. 10 milyondan fazla insanı temsil eden bir oydu bu. 2 yıl önce meclise 20 milletvekili gönderen DTP, bir belediyeyi uzun süredir yönetiyor. Ancak buna rağmen Kürtlerin kendi yaşadıkları tarihsel bölgede söz hakları yok.
Kürt bölgesini Ankara'dan atanmış bir vali yönetiyor. Türk ordusunun askerlerin üçte biri bölgede ve her an çatışma durumunda.
Özel Hareket, JİTEM, Hizbullah ise yasadışı yollardan savaşı sürdürüyor. Bu durum köklü olarak değişmeli. Kürtler yoğun olarak yaşadıkları bölgeleri kendileri yönetmeli. Bölgenin yer altı ve yerüstü kaynakları bölgede yaşayanlar tarafından kullanılmalı. Askeri işgal ve operasyonlar son bulmalı. Bunlar yapılmadıkça gerçek çözüme varılamaz.

Kültürel haklar

Herkes kültürel hakların bir an önce tanınmasında hem fikir. Kürtlere ana dilde eğitim hakkı bir an önce tanınmalı, eğitim müfredatı baştan aşağı değişmeli. Üniversitelerde Kürt dili, kültürü ve tarihi bölümleri açılmalı. Devlet kurumlarında çok dilli bir uygulamaya geçilmelidir. Bu tüm yurttaşların en doğal hakkıdır.
Yeni bir anayasa
İşe geldiğe zaman Kürtlere "dedelerimiz bu cumhuriyeti birlikte kurdu, biz kardeşiz denir. Elbette kardeşiz, ama kardeşlik ancak eşit koşullarda anlamlı olabilir. Bugün sadece Kürtler değil Türkler, Aleviler, Sunniler, ezilen herkes 12 Anayasası'nın değişmesini istiyor.
1982 Anayasası derhal kaldırılmalıdır. Yeni anayasa Kürtleri Türklerle beraber bu cumhuriyetin kurucu unsuru olarak tanımlamalıdır. Tüm yasa maddeleri bu anlayışla biçimlenmelidir. Yasal güvence sağlanmayan ve hukuki kazanıma dönüştürülmeyen her siyasi girişim, kendi yasalarını uygulayan kimi güçler için bozulabilecek bir girişimdir.

Ergenekon'a karşı mücadele

Barışı engellemek, Kürt sorununu çözümsüzlüğe itmek isteyenleri yanıyoruz.
CHP ve MHP onların siyasi sözcüsü. Açık açık kan üzerinden siyaset yapıyorlar. Eğer ortada bir savaş ve çatışma olmazsa temsil ettikleri güçler gibi onlara da ihtiyaç kalmayacak. Bu iki parti ve onların şahsında tüm Kemalist partiler on yıllardır çözümsüzlüğün başlıca nedeni oldularsa da bugün yenildiler. O yüzden ne kadar ulusalar da sesleri barışın sesini susturmaya yetmeyecek.
Savaş biterse askeri ihalelere, gizli ödeneklere, eğitimden, sağlıktan, sosyal harcamalardan çok silahlanmaya ayrılan kaynaklara gerek kalmaz. Türkiye'de siyasete müdahale eden şahin generallere gerek kalmaz. Bugün bundan dolayı tüm toplum karşılarındadır. 1984'ten bu yana uygulanan savaş politikaları artık yenilmiştir.
Kürt sorununu çözmek Türkiye'deki tüm baskı, sömürü ve ezilmelerin kaynağına inmektir. Burada Ergenekon duruyor. Şimdi yaralı, direniyor ve toparlanmaya çalışıyor. Eğer yeniden güç kazanırsa ilk işi barışı dinamitlemek olacak. Ergenekon dağıtmalıyız. Bu Türklerin ve Kürtlerin ortak davasıdır.

Dijital sayı 27 - 11 Mayıs 2021 (pdf)

Dijital sayı 26 - 27 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 25 - 6 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 24 - 23 Mart 2021 (pdf)

Dijital sayı 23 - 16 Mart 2021 (pdf)

Abone olun

Dostlarımız

Marksist.org

Marksizm 2013

dsip
















Su Hakkı Kampanyası