Burak Demir
Dünyanın her yerinde, "suç" işlemekten başka hiçbir fırsatın sunulmadığı çocuklar "suç" işledikleri için cezalandırılıyorlar. Dünya'daki toplam tutsak çocuk sayısı belli değil fakat veriler yüz binlerce olduklarını gösteriyor. Tutuklu yargılanmakta olan ve hapis cezasına çarptırılmış bu çocuklar hapishanelerde büyüyor. "Suç"ları ekseriyetle hırsızlık ve cinayet. Cinayet suçlarının büyük bir kısmı da zaten hırsızlık sırasında işleniyor.

Çocuklarını mahkum eden ülkeler arasında ABD ve İngiltere gibi "gelişmiş" ülkeler yarışı önde götürüyor. Hapishanelerinde on binlerce çocuğa ceza çektiren ABD'de, suç işlediği sırada çocuk olan ve şu anda müebbet hapis cezasını çekmekte olan iki binden fazla insan var. Bu, çocuklara verilen cezaların "ıslah etme" maksadıyla verilmediğinin en açık ispatı. Kaldı ki hapis cezasının çocukları ıslah edebileceği, vicdan sahibi olmaktan geçtik, biraz aklı olan hiçkimsenin savunabileceği bir şey değil. Bazı kişilerin savunduğu, hapishane cezalarının yeni suçlar için caydırıcı olacağı iddiası da gerçeklikten çok uzak. Aç, yoksul ve hayata bağlanacak hiçbir fırsatı olmayan çocukları hangi ceza hırsızlıktan alıkoyabilir ki?

"Savaş suçlusu" çocuklar

Savaşların yaşandığı bölgelerde ayrıca "savaş suçundan" mahkum edilen çok sayıda çocuk var. Dünyadaki tüm mahkum çocuklar için geçerli olan işkence, taciz gibi riskler "savaş suçlusu" çocuklar için çok daha ciddi. Özellikle Irak'ta ABD askerleri tarafından tutsak edilen Iraklı çocuklar ve İsrail hapishanelerinde tutulan Filistinli çocuklar ağır işkencelere, tacizlere ve tecavüzlere maruz kalıyorlar.

Türkiye ve hapsettiği Kürt çocuklar

Dünyanın diğer bölgelerindeki gibi çok sayıda çocuğunu çeşitli sebeplerle mahkum eden Türkiye özellikle son yıllarda, polislere taş attığı gerekçesiyle tutuklu yargıladığı ve hapis cezasına mahkum ettiği yüzlerce Kürt çocuk sebebiyle dünya gündeminde.

Onlarca yıldır savaşın hüküm sürdüğü topraklarda; sürekli bombaların patladığı, her gün ordunun jetlerinin alçak uçuşlarla binaları salladığı, onbinlerce kişinin savaş sırasında öldüğü ve binlerce kişinin "göz altında" kaybolduğu topraklarda çocuklardan uslu uslu okullarına gitmelerini istiyor devlet. Oysa onlar direniyorlar. Tıpkı dağda öldürülen babalarından gördükleri gibi, "göz altında kaybolup" kemikleri asit kuyularından çıkan ağabeylerinden öğrendikleri gibi, yüzlerce askerin tecavüzüne maruz kalan ablalarından (Radikal, 13.10.2003) gördükleri gibi direniyorlar. Direniyorlar, tıpkı büyüklerinden öğrendikleri gibi ve sokaklarda polislere taş atıyorlar.

Ve devlet; Mc Donalds'a bomba atan Yasin Hayal'i tutuksuz yargılayan (Yasin Hayal tutuksuz yargılandığı sırada Hrant Dink öldürülmüştü.) devlet, göstericilere ateş açıp Abdullah Ayan isimli göstericinin ölümüne sebep olan çavuşu beraat ettiren (http://www.ntv.com.tr/id/25002601/) devlet, Kürt illerinde polise taş attıkları sebebiyle ya da sadece barış işareti yaptıkları sebebiyle "Terör örgütüne mensup olmak" suçundan yüzlerce çocuğu onlarca yıllık hapis cezalarına çarptırıyor. Her konuda olduğu gibi devlet, konu adalet olduğunda da Türklere başka Kürtlere başka davranıyor.


Dijital sayı 27 - 11 Mayıs 2021 (pdf)

Dijital sayı 26 - 27 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 25 - 6 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 24 - 23 Mart 2021 (pdf)

Dijital sayı 23 - 16 Mart 2021 (pdf)

Abone olun

Dostlarımız

Marksist.org

Marksizm 2013

dsip
















Su Hakkı Kampanyası