DSİP GYK heyeti: “Türkiye’nin her yerinden otobüslerle, arabalarla gelmişler. Buradakilerin çoğunluğu erkek, sınır açılırsa eşleri ve çocuklarını da alacaklar. Üç, dört defa sınırı geçmeye çalışmışlar. Yunan polisi, pasaport, para, telefon hatta kıyafetlerini alıyor ve geri gönderiyor. Ayrıca üzerilerine ateş açılmış, sniperlar vurmuş, gaz bombaları atılmış. ‘Dün burada biri öldü’ dediler.
Bu taraftan da 'bu gün yarın açılacak bekleyin' diyorlar. Artık yavaş yavaş İstanbul’a dönmeye başlamışlar. Arabalar, minibüsler kişi başı 100 tl alıyor. Burada belediye düğün salonunda kalmalarına izin verilmiş. Belediye ve Kızılay, ara sıra yemek dağıtıyor. Yunanistan'a 6 saatte yürüyerek gidiyorlarmış şimdi de dönüş yolunda onlarca göçmen var. Göçmenler ‘Gelirken soyuluyoruz, giderken soyuluyoruz’ diyorlar.”
Hasan Fehmi Özer (Hepimiz Göçmeniz aktivisti): “Mültecilere kişisel yardımlar elbette vicdanlarımızı rahatlatıyor, ama bu tip yardımlar kalıcı çözüm değil. Kalıcı çözüm, siyasal iktidarların onların lehine kararlar alması ile mümkündür. Bunun için biz de kendi siyasal iktidarımızdan şunu talep ediyoruz: Göçmenlere mültecilik hakkını tanıyın. Onların yasal bir işe, barınma yerine sahip olmasını sağlayın. Sığınmacı olarak kaldıkları sürece hiçbir gelecek projeleri olamıyor. Oysa hepimiz gibi onların da bir işe sahip olma, aile kurma, çocuklarını okutma hakları var, bunların olması için ilk yapılması gereken mülteci hakkının verilmesidir.”