Can Irmak Özinanır
Türk solunda pek çok örgüt kendisini leninist olarak tanımlamaktadır. Ancak bu örgütlerin gene pek çoğu leninizm adı altında aslında stalinizmden devraldıkları örgütsel modeller ve politik alışkanlıkları sürdürmektedirler. Stalin ve temsil ettiği bürokratik devlet kapitalisti sınıf bir karşı devrimle iktidarı ele geçirirken, mirasını talan ettikleri Lenin'i putlaştırmıştır.

Leninizm, adından da anlaşılabileceği gibi Lenin'in marksist teoriye yaptığı katkıları tanımlamak için kullanılan bir kavramdır. Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi'nin aktif bir üyesi olan Lenin'in bu katkılarının tamamı mücadele süreçleri içinde şekillenmiş ve gelişmiştir. 

Lenin'in başlıca katkısı olan örgütlenme konusundaki katkısı da sosyalizm mücadelesi içinde şekillenmiş ve geride önemli bir miras bırakmıştır. Leninist parti, stalinistlerin anlattığı gibi yukarıdan aşağı katı bir merkeziyetçilik değildir. Tersine, Lenin'in katkısı, koşullara hızla uyum sağlayabilen bir devrimci parti inşasının anahtarını sunmaktadır. 1900'lerin başlarında çarlığın ağır baskı koşulları altında, profesyonel devrimcilerden oluşan bir merkezi parti öneren Lenin, 1905 devriminin hemen arkasından partinin kapılarının işçi sınıfına açılması gerektiğini savunmuştur. 1917'ye gelindiğindeyse Bolşevik Partisi artık işçi sınıfının en önde duran kesimlerine dayanan bir devrimci partidir ve bu devrimin başarıya ulaşmasını sağlamıştır. Leninizmin bıraktığı temel miras budur, işçi sınıfının içinde örgütlenen ancak kendisini sınıf yerine ikame etmeyen, sınıfın en mücadeleci kesimlerini bünyesinde toplayan demokratik merkeçiyetçi bir örgüt. Bu örgüt sınıf mücadelesinin koşullarına hızla uyum sağlama yeteneğini göstermelidir.

Lenin enternasyonalist bir devrimcidir, emperyalist savaş koşulllarında kendi egemen sınıfının yenilgisini savunmuş ve gene Rusya'nın diğer uluslar üzerindeki egemenliğine karşı ulusların kendi kaderini tayin hakkını savunmuştur. Leninizmin bir başka önemli noktası ise ezilenlerin çıkarlarını işçi sınıfının çıkarlarına bağlaması ve tüm ezilenlerin yanında yer almasıdır.

Stalinizmin, Lenin'in bedeni gibi dondurduğu leninizmin, gerçek leninizm ile hiçbir ilgisi yoktur. Lenin'in mirasını sahiplenen marksistler, enternasyonalizmi, ezilen ulusların kendi kaderini tayin hakkını, ezilenlerin mücadelesini ve işçi sınıfının kendi kaderini tayin hakkını sahiplenmeye devam etmektedirler.