İran'da yılın son günlerinde muhalefet yine sokağa çıktı. Hamaney - Ahmedinejad yönetimi protesto gösterilerine yine ateş açma emri verdi. Ülkede muhalefete yönelik baskı ve tutuklamalar devam ediyor, ancak İran'da işlerin eskisi gibi yürümediği açık.
Geçen yıl Temmuz ayında İran'da muhalefet sokağa dökülmüş, 1979 Devriminden bu yana en büyük kitle eylemleri gerçekleşmişti. Ahmedinejad yönetiminin kendini genel seçimlerin yüzde 63 oyla tek galibi ilan etmesi kitlesel protestoların önünü açmıştı. Musavi liderliğindeki muhalefete gösterileri başlatsa da hareket onları aşmış, adil ve demokratik bir seçim talebi yerini 'diktatörlüğe ölüm' sloganına bırakmıştı. O günden beri İran kaynıyor.
Hamaney - Ahmedinejad yönetimi gösterilere karşı başından itibaren devlet terörü uyguladı. Ancak bu politikanın direnişi bastıramadığı, aksine yaygınlaştırdığı yılın son günlerinde patlak veren protesto dalgasıyla görüldü.
Aşure Günü’nde bir çok ilde protesto eylemleri gerçekleşirken, bunların en büyüğü Tahran'da oldu ve İran polisi eylemcilerin üzerine ateş açtı. İktidar Aşura Günü’nde gösteri yapmanın "kutsal değerlere saygısızlık olduğunu" söyledi.
Aralarında muhalefet lideri Musavi'nin yeğeninin de bulunduğu sekiz kişi öldürüldü, yüzlercesi yaralandı. Buna rağmen eylemler devam etti. Baskı politikaları geniş kitleler gözünde sistemin zayıflığını gösterdi.
İran yönetimi olan bitenleri "emperyalizmin komplosu" olarak açıklarken,gözaltı dalgası sürüyor. Ajanlıkla suçlanan yabancılar tutuklanıyor.