Onur Devrim Üçbaş
TEKEL işçilerinin 4/C'ye karşı olan mücadelesi devam ediyor.
TEKEL işçilerinin mücadelesi sonucu hükümet geri adım atmış, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer 4/C statüsünde bir dizi iyileştirme yaptıklarını açıklamıştı. Buna göre çalışma süresi 10 aydan 11 aya çıkarılıp ücretlere yüzde 14,3 ile yüzde 17,4 arasında artış yapılmıştı. Ancak bu düzenlemenin açıkça işçilere 4/C'yi dayatmak. Yeni düzenleme TEKEL işçilerinin hak kayıplarını değiştirmiyor. Hükümet, bu düzenlemenin ardından işçilerden mücadeleye son verip evlerine dönmelerini istedi. Ancak TEKEL işçileri 4/C'ye razı olmamakta kararlı. Bakanın açıklamasından sonra işçilere seslenen Tek Gıda İş genel başkanı Mustafa Türkel 4/C'de yapılan değişiklikleri değerlendirmiş, "Galiba birileri bizim derdimizi anlamamış. Sayın Bakan bizim günlerdir söylediğimizi anlamamış. Alınan bu kararlar 4/C'li çalışan arkadaşlarımıza hayırlı olsun, bizi ilgilendirmiyor" demişti.
TEKEL direnişinin nasıl devam edeceğine işçiler karar verecek. TEKEL işçileri 6 Ocak 2009 Çarşamba günü tüm Türkiye'de iş yerlerinde kurulan sandıklarda eyleme devam edilip edilmemesi konusunda oy kullanacak. Tek Gıda İş' den yapılan açıklamada; "Eylemlerin devam etmesi ya da son bulması kararı işçilerin özgür iradesiyle alınacaktır. İş yerlerine kurulacak sandıklarda yapılacak oylama, basına ve kamuoyuna açık olarak gerçekleştirilecektir. Türk-İş Genel Merkezi önünde eylemde bulunan işçiler için de sandıklar kurulacaktır" denildi. Sendika yöneticileri bu oylamayla işçilerin sendikaya duydukları güvenin ortaya çıkacağını belirtirken oylamadan sonra toplanacak olan TÜRK-İŞ başkanlar kurulunun işçilerin verdiği karar yönünde bir irade göstereceğini söyledi. TÜRK-İŞ başkanlar kurulu 30 Aralık 2009 tarihinde yaptığı toplantıda; 9 ve 16 Ocak'ta iş bırakmaya ve diğer emek örgütlerinin de katıldığı bir dizi miting yapmaya karar vermişti. Ancak bu karar genel grev bekleyen işçileri tatmin etmemişti. TÜRK-İŞ yönetimini ve TÜRK-İŞ genel başkanı Kumlu'yu protesto etmiş, "Bizi satanı, biz de satarız" sloganları atmışlardı.
TEKEL direnişini tüm emek örgütleri destekliyor ve direnişin birleşik bir mücadele haline gelmesi konusunda destek vereceklerini belirtiyorlar. 25 Aralık'ta yapılan iş bırakma eylemine de katılarak destek veren DİSK genel grev dâhil her türlü desteğe hazır olduğunu daha önce belirtmişti. DİSK başkanı Süleyman Çelebi "Emekçilere yapılan saldırılar, tek tek sendikal örgütlere değil, bütün işçi sınıfına topyekûn olarak yapılmaktadır. Buradan ülkemizin bütün demokrasi güçlerini, emekçilerini, emek dostlarını, aydınlarını, gençlerini, kadınlarını, işçilerini ve işsizlerini, halka hayatı dar eden siyasi iktidara karşı tek vücut, tek yürek, tek yumruk olmaya çağırıyoruz." Demişti. KESK ise yayınladığı yeni yıl mesajında ise "Siyasi iktidar 25 Kasım grevinin öcünü grevci demiryolu emekçilerinden, itfaiye emekçilerinden ve Tekel işçilerinden almak istemektedir.
2010'da emekçilerin, ezilenlerin, dışlananların talepleri karşısında siyasi iktidarın sergilediği vurdumduymazlığa karşı uyarımızı geliştirmek, fiili ve meşru mücadele çizgimizi derinleştirmek zorundayız. Çünkü özlediğimiz bir ülkeyi ancak örgütlü mücadelemiz ile kurabilir, çocuklarımıza insanca yaşayacakları onurlu bir gelecek sunabiliriz."denildi.
Tek yol birleşik mücadele TEKEL işçilerinin kazanmasının tek yolu birleşik mücadeledir. TEKEL işçilerinin fabrikaları kapatıldığı için şu an üretimden gelen bir güçleri bulunmuyor. 31 Aralık itibarıyla 4/C'ye geçmek için başvurmamış işçiler artık işsiz statüsünde. Ancak bu mücadelenin mutlaka yenileceği anlamına gelmiyor. TEKEL işçileri dayanışma greviyle kazanabilir. 25 Kasım'da tüm Türkiye'de kamu emekçileri fiili olarak bir genel grev yaptı. Bu grevin ardından 16 demiryolu emekçisi işten el çektirildi Demiryolu emekçileri 16 arkadaşları için bir günlük dayanışma grevi yaptılar ve kazandılar. Arkadaşları işe iade edildi. Bunu dayanışma grevinin daha geniş ölçeklisi TEKEL işçileri için yapılabilir ve yapılmalıdır. TEKEL işçileri kendi mücadelelerini başarıya ulaştıracak olan tek şeyin genel grev olduğunun farkındalar ve ısrarla bunu talep ediyorlar. Zamana yayılmış bir günlük iş bırakmalar sadece sürecin uzamasına ve direnişin zayıflamasına yol açar. Sendika bürokrasisinin genel grevden kaçmasını ve direnişini zayıflatmasını engellemenin tek yolu işçilerin aşağıdan baskısıdır. İşçiler genel grev ve bununla birlikte büyük bir Ankara mitingi için sendikalarına ve TÜRK-İŞ'e baskı yapmalıdır. Birden fazla ilde yapılan küçük mitinglerin ya da AKP binalarına yürümenin mücadeleyi kazandırmasına imkân yoktur. TÜRK-İŞ zaten mücadeleye destek vermeye hazır olan diğer sendikaları da yanına alarak genel greve gitmelidir.