Irak savaşına karşı çıkarak iktidara gelen ABD başkanı Barack Obama, Afganistan ve Pakistan'daki şahinliğini devam ettirirken, 2011 için hazırlanan bütçede savunma harcamalarını da artırdı. Kongreden geçtiği takdirde 3.83 trilyon dolarlık bütçenin 708 milyar doları silahlanmaya ve diğer askeri harcamalara aktarılacak. Bu miktar şimdiye dek savunma için talep edilen en yüksek miktar oldu. Bu artış, savunma dışındaki bazı iç harcamaların kısılması veya dondurulmasıyla finanse edilecek.
Yeni bütçe planında savunma bakanlığı harcamaları yüzde 3.4 artarak 549 milyar dolara çıkarıldı. Irak, Afganistan ve Pakistan'daki savaşların devam ettirilmesi için de ayrıca 159 milyar dolarlık ödenek talep ediliyor. 33 milyar dolar da Afganistan'daki asker sayısının arttırılması için harcanacak.
Ayrıca bütçede nükleer silahlara ayrılan pay da, 2010 bütçesine göre 624 milyon dolar arttırılarak 7 milyar doların üzerine çıktı.
Tüm bunlar, George W. Bush döneminde başlayan savaş ekonomisinin Obama döneminde de devam edeceğinin bir göstergesi.
Tek cephede savaş
ABD Savunma Bakanlığı Pentagon taslak strateji belgesinde Amerikan ordusu bundan böyle aynı anda iki büyük savaş vermemesi, ordunun farklı tür tehditlere odaklanması gerektiği belirtildi.
Dört yılda bir yenilenen belge ABD'nin savunma önceliklerini tanımlıyor.
2010 strateji belgesinde ABD ordusunun siber saldırılar, küresel ısınma ve gerilla tipi isyan gibi tehditlere öncelik vermesinden bahsediyor. Bölgesel çatışmaların tek şablon olmadığı vurgulananan belge şimdiki stratejide yer alan aynı anda iki ayrı yerde savaş yürütebilme amacı revize ediliyor. Afganistan ve Irak'ta, yani iki cephede birden savaşan ABD'nin yenilgisinin sonucu tek bir ülkede tek bir savaş olarak yeni stratejiye geçiyor.
Buna rağmen belgede ordunun başlıca önceliğinin, 'bugünün savaşlarında galip gelmek ve Afganistan ile Irak'taki terör örgütlerini dağıtmak' olduğu söyleniyor. Ayrıca, iklim değişikliğinden ilk kez dünya çapında potansiyel bir istikrarsızlık ve savaş nedeni olarak bahsediliyor.
Yeni hedef İran
ABD'de Başkan Barack Obama yönetiminin, "İran'ın gelecekteki olası askeri saldırılarını önleme girişimi" çerçevesinde, Suudi Arabistan ve Körfez'deki diğer müttefikleriyle birlikte silah satışlarının hızlandırılması ve petrol terminalleri ile diğer önemli alt yapı tesislerine yönelik savunma sistemlerinin güçlendirilmesi konusunda "sessizce" çalışma yürüttüğü ileri sürülüyor.
Washington Post gazetesi, eski ve halen görevde olan Amerikalı ve Ortadoğu'daki hükümet yetkililerine dayanarak habere göre, Washington'ın girişimleri, "Suudi Arabistan'daki 10 bin kişilik koruma gücünün mevcudunun üç katına çıkarılmasına yönelik ABD'nin desteklediği plan dahil olmak üzere, hava savunma sistemlerinde önceden görülmemiş boyutta koordinasyon sağlanmasını ve ABD ile Arap orduları arasında ortak tatbikatların artırılmasını içeren daha büyük bir çaba" çerçevesinde yer alıyor ve "Tahran'a karşı baskının artırılmasını" amaçlıyor.
Söz konusu çabanın, George Bush başkanlığındaki önceki "dost" Arap ülkelerine savaş uçakları ve füzesavar sistemleri satılması taahhütlerinin üzerine inşa edildiği belirtilen haberde, ABD'nin bölgedeki silah satışlarında Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan'ın başı çektiğine işaret edildi.
Washington Post, "Bu kaygıları artıracak şekilde, bazı petrol ve gaz zengini Arap ülkeleri, 'görünürde' iç enerji ihtiyaçlarını karşılama gerekçesiyle nükleer reaktör ya da elektrik santrali inşa etme yönünde yeni girişimlerde bulunuyor” tespitini yapıyor
BAE, ABD'nin desteğiyle son dönemde, ilk nükleer enerji reaktörünü inşa etmek için anlaşmalar imzaladı. Buna benzer adımlar atan ya da atmayı düşünen diğer ülkeler ise Mısır, Suudi Arabistan, Türkiye, Kuveyt, Ürdün ve Yemen.