Arzu Gümüş sordu, Batmanlı Tekel işçileri Metin Kılınç ve Servet İnanç yanıtladı.

Direnişte 49.günü geride bıraktık. Bu süreçte hükümetin tavrını nasıl buluyorsunuz?

AKP toplumun kanayan yarası oldu. Bu süreçte hem bizim hem de toplumun birçok kesiminin nefretini topladı. İlk günden beri tavrı hep aynı umursamazlıktaydı. Önce basından yanlış bilgi verildi, umutlandırıldık, şimdi ilk günkü konumda bıraktılar bizi. 4-C'yi kabul etmeyiz derken bize yine 4-C'yi dayattılar. Sabah söylenilenle akşam söylenilen birbirini tutmuyor. Bu tutarsızlık sabrımızı taşırıyor. Bıçak kemiğe dayandı. 

TÜRK-İş'in tavrı hakkında ne düşünüyorsunuz?

TÜRK-İş'in tavrı ilk günden beri uzlaşmacı. Hükümeti karşısına almak istemedi, masadan çözüm çıksın istedi ama olmuyor işte. 49 günde hale taleplerimiz karşılık bulmadı. Hükümete baskı yapmak yerine hükümetten bir adım bekledi ama sonuç alamadı tabii ki. Bizi tatmin edici bir duruş sergilemiyor. İlk günden beri biz işçilere değil AKP hükümetine daha yakınmış gibi davranıyor. Grev kararı da tabandan yapılan baskı sonucu alındı.

Grev kararıyla ilgili düşünceleriniz neler? Sizin için önemi nedir?

Genel grev bizim en büyük kazanımlarımızdan biri. Geç alınmış bir karar. Süreöte bir tıkanma söz konusu ve ancak genel grevle birlikte bir çözüme ulaşabileceğimizi düşünüyorum. Sonuna kadar destekli- yoruz.

Tekel direnişinin bugüne kadar ki kazanımları neler?

Bizim için hareketin en büyük kazanımı sınıf bilincinin kazanılması oldu. İşçi sınıfı bilinçlendi ve işçiler kendi güçlerinin farkına vardı. Birçok ilden arkadaş hep birlikte ayrım gözetmeksizin birliktelik yarattık. Emek platformu harekete geçti. En büyük kazancımız ise dostlarımız, genel destekler. .

Bu mücadele sizce barış sürecine, Kürt sorununa bir katkı sağladı mı?

Bu direniş bize birlikteliği aşıladı. Lazlarla birlikte horon teptik, Samsunlularla birlikte halay çektik. Bu aslında barış için hazır olduğumuzu gösterdi.  Birlikte yaşayabiliyoruz, örgütlenebiliyoruz. Aslında düşman değiliz ama düşman gibi göstermeye çalışıyorlar. Farklı illerin çadırları birbirleriyle

Gün geçmiyor ki yeni bir darbe planı ortaya çıkmasın. Şu an direnişte olan bir işçi olarak darbelere nasıl bakıyorsunuz?

Zaten biz doğuda darbelerin sonuçlarını en ağır şekilde yaşayanlar olduk. Bu sıkıntılar içindeyken darbe çığırtkanlığı yapamayız, tehlikenin farkındayız. Tabi ki herkes darbeden payına düşen sıkıntıyı aldı, Batıda da insanları mahvetti darbe. Ama bu dayanışma sürecinde şunun farkına vardık hepimiz, 80 sonrası kapatılan sendikalarımız ve elimizden alınan haklarımızla bu direnişi göstermek bir yana alanlara bile çıkamazdık. Hepimiz tehlikenin farkındayız.

Çeşitli ziyaretler yapıldı Tekel işçilerine. BDP'liler geldi, pembe Hayat LGBTT Derneği geldi. Bu kesimler kimliklerinden dolayı toplumun ezilen kesimleri. Sizce bu gruplar işçilerle bağ kurabildi mi?

Bu ziyaretler bizim için çok önemliydi. İnsanlar emeğimize saygı duyup gelmişler. Başımızın tacıdırlar. Özellikle pembe Hayatın desteği sonucu bizde dönüşüm oldu. Sonuçta medyanın ve toplumun bize gösterdiğinin dışında LGBTT bireyleri tanıma fırsatımız oldu ve bu bizim önyargılarımız kırdı. BDP ziyaretine gelince, ezilen sınıfın yanında olduğunu belli etti ve desteklerini sundu. Kimseden, hiçbir bölgeden kötü bir tepki gelmedi.  Bu ziyaretler işçiler arasında önyargısı olanları da değiştirmesi açısından çok yararlı oldu.

Direnişin başından beri milliyetçi hareketlerde desteğe geldiler. Sizce bunun etkileri neler oldu?

Milliyetçiler darbeciler bu süreçte gelip yanımızda olduklarını söylediler, çay verdiler yemek dağıttılar. Biz birlikteliğimiz bozulmasın diye tepki vermedik. Sonuçta kimin ne niyetle geldiği kişinin kendi bilincine göre değişiyor. Bazı sivil toplum kuruluşları ya da örgütlerin samimiyeti kendini belli ediyor ama milliyetçilerden bu samimiyeti alamıyoruz. Sizlerle konuştuğumuz gibi konuşup derdimizi anlatamıyoruz.  Sadece süreci anlatıp isteklerimiz söylüyoruz. Desteğini sunan herkese teşekkür

Sizce direniş boyunca kitlesel bir solun eksikliği var mıydı? Yeni bir sola ihtiyaç var mı, varsa nasıl bir sol?

Şu an yeni bir sol gereksinimi gözardı edilemez, insanların ihtiyacı bu. Ben Doğu'da yaşıyorum, orda bir örgütlülük, beraberlik durumu var ama batıda böyle değil. Birçok örgüt var, dağınıklık var. Yeni oluşacak sol bütünleştirici, devrimci, demokrat olmalı. Toplumun her kesimine hitap edebilmeli, herkesi kapsamalı.

DSİP ile ilgili düşünceleriniz ?

DSİP'teki herkes kardeşimizdir. Direniş boyunca bizi yalnız bırakmadınız. Bize evinizi açtınız, ekmeğinizi paylaştınız. Eğer Doğu'da DSİP olsaydı, DSİP'li olurduk. Bizim sorunlarımıza duyarlısınız. Sizinle ilgili anılarımızı torunlarımıza bile anlatacağız. DSİP'e destekleri için teşekkür ederiz.


Dijital sayı 27 - 11 Mayıs 2021 (pdf)

Dijital sayı 26 - 27 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 25 - 6 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 24 - 23 Mart 2021 (pdf)

Dijital sayı 23 - 16 Mart 2021 (pdf)

Abone olun

Dostlarımız

Marksist.org

Marksizm 2013

dsip
















Su Hakkı Kampanyası