Tekel işçilerinin direnişi sırasında alınan grev kararı, 26 Mayıs'ta hayata geçirilmeye çalışıldı. Sonuç, bazı işyerlerinde birkaç saatlik iş bırakma, bazı işyerlerinde kısa süreli basın açıklamaları okumak oldu. İstanbul'daki yürüyüşe yaklaşık 1500 işçi katıldı. İzmir'deki yürüyüş ise 5 bin işçinin katılımıyla biraz daha kitlesel oldu.
DSİP üyeleri de Bursa, İzmir, Ankara ve İstanbul'da KESK'in düzenlediği yürüyüşlere katıldı. 26 Mayıs eylemi grev olarak adlandırıldığı için yürüyüşlere katılan işçilerde moral bozukluğu yaşandı.
25 Kasım, 7 Şubat ve 26 Mayıs! Yaklaşık üç ayda bir grev ilan etmek, hem grev silahının gücünü ve etkisini azaltıyor hem de eylemlerde, zaten grev yaptığı iddia edilen sendikalar, "Genel grev, genel direniş" çağrısı yapan sloganlar atarak, durumun garipliği bir kez daha açığa çıkıyor.
26 Mayıs eylemlerinde önemli olan bir nokta da emek örgütlerinin dağınık durumuydu. 1 Mayıs'ta yakalanan birleşik mücadele havası çok hızla dağıldı. Bazı konfederasyonlar eylemlere hiç katılmazken, katılanlar da özellikle İstanbul'da ayrı ayrı etkinlikler yaptı.
Sosyalistler, "Birleşen işçiler yenilmezler!" sloganını öne çıkartarak, emek örgütlerinin birleşmesi yönünde işyerlerinde politik vurgu yaparak örgütlenmek zorundalar.