Bekir Ersin

Üniversite hastanelerinde yeni uygulanmaya başlayan performans sistemi 9 Eylül hastanesinde asistan doktorların daha çok çalışmalarına rağmen ücretlerinin düşmesine sebep oldu. Yıllardır zaten geçici personel olarak görülen ve eğitimi süresince bazen haftada 120 saate varan çalışma sürelerine zorlanan asistan doktorlar da yıllardır, kendilerine biçilen bu rolün geçiciliğini bilerek ses çıkarmamışlardı.

Gerek sendikalarda, gerekse de tabip odasında örgütlülükleri az olan asistan doktorlar bu son uygulama neticesinde 9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde ücretlerinin 800 lira kadar düşmesine beklenmeyen bir tepki verdi. Daha önce asistan komisyonlarında ya da başka ortamlarda bir araya gelerek tartışan bu kesim, örgütlülüğünün zayıflığına rağmen çok radikal bir iş bırakma başlattı.

Kendiliğinden grev, aşağıdan örgütlenme

Ücret kayıplarının giderilmesini, çalışma saatlerinin normal koşullara geri çekilmesi talebiyle yola çıktılar. Greve başladıklarında sonuçlarını kestiremiyorlardı. Sendikaya, Tabip Odası'na güven sorunları vardı. Ancak oldukça kararlı davrandılar. Onların bu kararlı tutumu hastanedeki diğer personele de umut verdi. Onlar da hızla greve katıldı. Sendika ve Tabip Odası da kendi eylem takvimlerinin hantallığına rağmen bu eyleme ayak uydurmak zorunda kaldı.
Öğretim görevlilerinden, hemşirelere, büro personelinden, teknisyenlere kadar hemen herkes grevdeydi. Grev çadırının olduğu alanda konserler verildi, grevin gidişatı tartışıldı. 5 gün boyunca hastane bahçesi önemli bir tartışma alanıydı. Rektör ve başhekim görüşmeler için yine bu alana çağrıldı. Zorla ameliyata sokulmak istenen asistanlar bu alanda seçilen gönüllüler tarafından ameliyathaneden çıkarıldı.  Grevin kararlılığı bir yandan "hastane işletmesini" birkaç trilyon zarara uğratırken, tabandan gelişen bu hareketin karakteri grevin yayılması olasılığını da beraberinde getirdi. Beşinci gününde grev, Sağlık Bakanı'nın da görüşmelere katılmasına rağmen, zaferle sonuçlandı. Bu mücadele sırasında yüzden fazla asistan, Sağlık Emekçileri Sendikası'na (SES) üye oldu.

9 Eylül deneyimi tüm hastanelere örnek olmalı

Sendika ve Tabip Odası yönetimi elinden geldiğince grevin gidişatını kendi inisiyatiflerine almaya çalışsa da başarılı olamadılar. Grevin kendiliğinden karakteri belirleyici oldu ve mücadeleyi sürükledi. Sendikalı çalışanlar, yıllardır mücadele içinde edindikleri deneyimle hızla asistan doktorların mücadelesi ile birleşti ve önemli bir güç kattılar. Asistan doktorların oluşturdukları grev komitesine diğer sağlık personelinin grev komitesi de eklendi. Her ikisi de ayrı ayrı toplanıp sonra kararları ortaklaştırıyordu. Mücadelenin kazanılmasında, tabandan gelen bu mücadele isteğinin, örgütlü güçleri harekete geçirmesinin önemi çok fazla.

Sendikal hareketin, sağlık çalışanlarının bölünmüşlüğü, sendikaların ve Tabip Odası'nın tutuculuğu aşağıdan mücadele ile aşıldı. Şimdi bu mücadelenin deneyimleri diğer hastanelerde de anlatılmaya çalışılıyor. 19-20 Nisan'da yapılacak olan sağlık çalışanları grevi, eğer 9 Eylül  Hastanesi'ndeki mücadelenin deneyimleri kullanılabilirse, çok daha etkili olacaktır. Her hastanenin, her bölümün talepleri aynı değil. Bu talepler dikkate alınarak grev inşa edilmeli. Grevin ana vurgusu AKP karşıtlığı olmamalı. İşyerinin talepleri etrafında her türlü siyasetten çalışanı bir araya getirebilmeli.
Tahrir ruhu 9 Eylül üniversite hastanesine de uğradı. Bir sonraki durağına daha hazırlıklı olmak için bu deneyimleri paylaşmalıyız.