Anadolu'yu Vermeyeceğiz: Herkes Ankara'ya giriyor, onlar giremiyor

Türkiye'nin bir çok şehrindeki ekolojik aktivistler tarafından oluşturulan Anadolu'yu Vermeyeceğiz hareketinin 40 gün önce başlattığı yürüyüşün önü Ankara girişinde polis tarafından kesildi. Yol boyunca birçok engelleme ve yasakla karşılaşan çevreciler, ormanların ve doğal varlıkların özelleştirilmesine, nükleer ve termik santrallere, HES'lere, yıkım politikalarına karşı çıkıyor. Polis engellemesine sivil itaatsizlikle yanıt veren yürüyüşçüler durduruldukları Gölbaşı'na çadırlar kurdu. Gazetemiz yayına hazırlandığı sırada sivil itaatsiz bekleyiş 4. gününe ulaşmıştı.

Kütahya'yı önce şirket, sonra deprem ve devlet vurdu

Eti Gümüş Aş adlı şirket tarafından işletilen madenin atıklarının biriktiril- diği siyanürlü çamur barajının üç setinden biri yıkılmıştı. Şirket ve hükümet ‘sorun yok’ dese de Çevre Mühendisleri Odası, setin yıkılmasından 5 gün sonra madenin 4.5 km uzağındaki Köprüören Köyü'nün içme sularına karıştığını arseniğin tespit etti.

Arseniğin normalde içme sularında hiç bulunmaması gerekiyor. En fazla 0,050 ppm (milyonda bir parçacık) bulunması durumunda insan sağlığı etkilenmiyor. ÇMO'nun tespit ettiği arsenik oranı ise 0,071 ppm, yani sağlık sınırının yüzde 40 üzerinde. Uzmanlar 10 gün içinde arseniğin yer altı sularına karışacağını ve bu oranın artacağını belirtmişti.

Buna karşılık Çevre ve Orman Bakanlığı bir rapor yayınlayarak içme ve kullanma suyundaki arsenik oranının en fazla 0.022 ppm oranında ölçüldüğünü, birçok yerde ise arseniğe rastlanmadığını ileri sürdü.

19 Mayıs'ta Kütahya Simav merkezli 5.9 şiddetinde bir deprem oldu. Üç kişi hayatını kaybederken 1600'den fazla ev yıkıldı ya da oturulamaz duruma geldi. İnsanlar devletin kendilerine yeterli desteği vermediğini söylüyor.

Depremden sonra ÇMO teknik heyeti ölçüm yapmak için Eti Gümüş AŞ tesislerine girmek istedi. Ancak içeri alınmadı. Sorun yoksa ne saklanıyor?