PKK ile devletin yaptığı görüşmelerin ses kaydı bir tabuyu yıktı: "Teröristle masaya oturulamaz" yalanıyla milyonlarca insanı çözümsüzlüğün tarafı yapmak isteyen devlet, PKK ve Öcalan ile defalarca görüşmüş.
Bu görüşmeler gerilla eylemlerinin, KCK tutuklamalarının, en sert sözlerin edildiği dönemde bile sürmüş. Başbakan doğrudan temsilcisi olan MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ı İmralı'ya göndermiş. Devlet ile PKK arasında çözüm için bir protokol bile imzalanmış.
Öcalan, seçimlerden hemen önce bu anlaşmayı "Barış Konseyi kuruluyor, anayasa Konseyi de kurulacak" diye duyurmuştu.
Gazetemiz baskıya hazırlandığı sıradan Sayın Öcalan'ın tecriti, yani avukatlarıyla ve örgütüyle görüşmesinin engellenmesi 55. gününde. Devlet, hükümet, MİT Öcalan'la görüşüyor, ama bu kritik süreçte Öcalan'ın Kürt hareketiyle görüşmesine sudan bahanelerle izin verilmiyor.
Hükümet, PKK ile görüşmelerin arkasında duruyor. Ancak Kürt hareketine saldırmaya devam edeceğini de söylüyor.
Irak Kürdistan'ına kara harekatı hazırlıkları sürerken, Erdoğan savaş çığlıkları atıyor ve kan akmaya devam ediyor.
Norveç'in Oslo kentinde gerçekleşen barış görüşmelerinin ses kaydı milliyetçi bir infial yaratmadı. Ulusalcı CHP ve faşist MHP bile doğrudan karşı çıkamadı. Sokakta tek bir şovenist gösteri dahi olmadı. "Toplum buna hazır değil" diyebilen çıkmadı. 12 Eylül 2010'da gerçekleşen anayasa değişikliği referandumunda halkın yüzde 58'i "Kürt sorununu çözümü için PKK ile görüşürüm" diyen Erdoğan'a "evet" diyerek destek vermişti.
Bu destek Kürt sorununun demokratik çözümünün ne kadar güçlü bir toplumsal beklenti haline geldiğini gösteriyor.
Ama AKP bu beklentiye yanıt vermiyor ve 30 yıldır çözümsüzlüğü kanıtlanmış, 40 binden fazla ölümüne neden olmuş savaşta ısrar ediyor.
Şimdi barışı savunma, PKK ve Öcalan ile devlet arasındaki görüşmelerin devam etmesini isteme, hükümeti ve meclisi çözüme zorlama zamanıdır.
Silvan'daki çatışmanın ardından İstanbul'da binlerce insanın katıldığı barışalım Yeter eylemini düzenleyen Barış İnisitiyatifleri "Savaşma, müzakere et!" kampanyasına başlıyor.
KESK'in öncülüğünde DİSK, TTB ve TMMOB 8 Ekim'de barış için Ankara'ya yürüyecek.
Barış İnisiyatifleri, sendikaların Ankara yürüyüşünü destekliyor ve binlerce barış aktivistini Ankara'ya davet ediyor.
- Abdullah Öcalan bir an önce özgür bırakılmalı.
- PKK ile devlet arasındaki görüşmeler devam etmeli ve açık müzakerelere dönüşmeli.
- Kürt siyasetçilere dönük tutuklamalar son bulmalı, KCK tutsakları serbest bırakılmalı.
- Hatip Dicle'nin gasp edilen vekilliği iade edilmeli.
Bu savaşı durduracak olan halkın demokratik kitlesel mücadelesidir. Barışı mücadeleyle kazanalım!