Filistinliler, Birleşmiş Milletler'e tam üyelik için başvuruyor. İsrail'in 1967 öncesi sınırlarına geri dönmesini isteyen Hamas ve El Fetih, Doğu Kudüs olan Filistin devletinin kurulmasını istiyor. İşgalci İsrail'in yanında kurulacak Filistin devleti Batı Şeria ve Gazze'yi de kapsıyor.
İsrail'de 2009'dan bu yana hükümette bulunan Netanyahu liderliğindeki koalisyon ise 1967 öncesi sınırlara geri dönmeyi reddediyor.
İsrail'in imdadına yine ABD yönetimi yetişti.
ABD önce Filistinlilerin BM'ye başvurusunu engellemek istedi. Obama yönetimi bir yandan bağımsız Filistin devletine karşı olmadığını söylüyor, diğer yandansa Filistin örgütlerine "İsrail'le müzakere yapın, bağımsız devlet bu müzakerelerin sonucu kurulsun" diyor. Ancak 90'larda epey taraftar toplayan bu yaklaşım, artık ilgi çekmiyor. Filistin-İsrail görüşmeleri, İsrail'in yahudi yerleşimcilerin işgal ettikleri alanlara inşaat yapmamasını öngören anlaşmayı ertelemesi üzerine bir yıl önce kopmuştu. 1991'den bu yana ABD öncülüğünde gerçekleşen "barış süreci" ise Filistinlilere daha fazla toprak kaybı ve yıkımdan başka bir şey getirmedi.
Filistinlilerin BM'ye tam üyelik başvurusunu engelleyemeyen ABD veto tehdidinde bulundu. Filistin'in bağımsız devlet statüsünün tanınması BM Güvenlik Konseyi'nin beş asli üyesinin onayıyla kabul edilebiliyor. Çin, Fransa, Rusya, İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri'nden oluşan Güvenlik Konseyi'nin bir üyesinin vetosu Filistin'in başvurusunun reddedilmesi için yeterli. ABD, Filistin topraklarını işgal edip devletleşen siyonistleri hiçbir zaman veto etmezken mini bir Filistin devletine tahammül göstermiyor.
İki devletli çözümden yana olduğunu söyleyen ABD, Filistinliler birlik içinde bağımsız devlet talep ettiğinde, tek bir devletten, yani işgalci İsrail'den yana tutum alıyor.
1948'de siyonistler işgal hareketini başlattığında Filistin'de yaşayan 870 bin kişilik Arap nüfusunun üçte ikisi yaşadıkları yerlerden kovulmuştu. 1948-1967 arasında toprak işgalini adım adım genişleten İsrail, Arap devletleriyle girişti "Altı Gün Savaşı"nın sonunda Doğu Kudüs, Golan Tepeleri, Gazze Şeridi ve Sina Çölü'nü ele geçirdi. 68 bin 300 kilometrekarelik bir alanı, Ürdün, Suriye ve Mısır topraklarını işgal eden İsrail sınırlarını altı günde ikibuçuk kat genişletmişti. İsrail'in işgali yayması 1991'de Filistin'le yapılan barış görüşmeleri sonunda da sürdü. Bugüne gelindiğinde Filistin'e düşen bütünüyle bölünmüş ve İsrail ordusunun denetiminde bulunan bir avuç topraktı.
Siyonist devlet varoldukça, İsrail'in ırkçı yayılmacılığı sürdükçe Filistin sorunu devam edecektir. işgal altındaki topraklarda kalıcı barış ve çözüm "iki milletli tek devlet"ten geçiyor. Arapların ve Yahudilerin bir arada yaşadığı seküler ve demokratik tek devlet 1948'den bu yana akan kanı durdurulabilir.
Eğer Birleşmiş Milletler, bağımsız Filistin devletini tanımazsa gelecek olan 3. intifadadır. Kendi iç sorunlarını şimdilik gidermiş olan Filistin kurtuluş mücadelesi, işgal edilmiş topraklarda son sözü söyleyecek.