Kamuda ve özel sektörde, işçi-memur-sözleşmeli-taşeron statülerinde çalışan milyonlarca işçi kapsamlı bir ekonomik ile karşı karşıya. Enerji Bakanı Taner Yıldız çalışma saatlerinin değiştirileceğini ve kamuda işçilerin cumartesi de çalıştırılacağını tuhaf bir şekilde açıkladı. Nükleerci şirketlerin sözcülüğüyle tanınan Bakan Yıldız, hafta için memurların sabah 6-7 gibi işe başlayacağını, bunun enerji verimliliği için gerekli olduğunu söyledi. Oysa zaten yaz saati uygulamasıyla enerji tasarrufu yapılıyor!

Bakan Yıldız, cumartesileri yarım gün ya da tam gün çalışmanın getirileceğini de ekleyerek dertlerinin bambaşka olduğunu gösterirken Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, bu açıklamayı hemen yalanladı.

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz "Kıdem tazminatını kaldıracağız" demiş, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik bunu da yalanlamıştı. Ancak kıdem tazminatlarının fona dönüştürülerek yok edilmesi için bir lobi faaliyeti yürütüldüğü kısa sürede açığa çıktı.

Esnek çalışma demek kölelik demektir

"Enerji verimliliği" ucuz bir yalan. Hükümetin hedefi özel sektörde hakim olan vahşi sömürüyü kamuda da hakim kılmak. "Verimliliği artırmaktan" söz ederken sömürüyü artırmayı anlatıyorlar.

  • İş yasalarına göre memurlar haftada 40 saat, işçiler ise 45 saat çalıştırılıyor. Bu memurlar için ayda 160 saat, işçilerin için 180 saat çalışma demek. Esnek çalışma ile çalışma süresi artırılıyor.  Esnek çalışmayı teşvik eden mevcut iş kanunlarına göre bu sürenin 30 saat üstünde çalışmak ücretlendirilmiyor; 30 ekstra saatin üzerine çıkıldığında mesai ücreti veriliyor, ancak bu da patronun ya da yöneticinin imzasına bağlı. Kamuda hakim kılınmak istenen iş gününün daha fazla sömürü ve çalışma etrafından işveren devlet tarafından yeniden yapılandırılması.
    Özel sektörde iş günü uluslararası işçi hareketinin kazanımı olan 8 saattin üzerinde, milyonlar asgari ücretle günde 10-11 saat çalıştırılıyor. Hükümet kanunlarca belirlenen çalışma sürelerine uymayan patronları cezalandırmıyor, aksine teşvik ediyor. Kamuda çalışanlarının başına da şimdi aynı şey getirilmek isteniyor.
  • Çalışma saatlerinin düzenlenmesi adı altında kamuda hakim kılınmak istenen esneklik, işçinin dinlendiği, bir işten bir başka işe geçerken olan sürenin ücretlendirilmemesi anlamına geliyor. Yaşam koşulları hiç esnemiyor, ama çalışanlardan patronlar ve yöneticiler karşısında esnemeleri bekleniyor.
  • 1973'te çıkan bir yasa ile kamuda cumartesi günleri tatil ilan edilmişti. Hükümet, tıpkı kıdem tazminatında olduğu gibi cumartesi tatil hakkının gasp edilmesine taraftar kazanmak istiyor. Özel sektörde yarım gün ya da tam gün cumartesi tatil hakkı çoktan gasp edildi.
  • Esnek çalışma şunlara hizmet ediyor:  İşgücü maliyetlerini giderek işçinin fiilen çalıştığı saatler için yapılan ödemelere yaklaştırmak, fazla mesai, ikramiye, prim gibi ödemeleri ortadan kaldırmak, ihbar ve kıdem tazminatlarını ortadan kaldırmakta, iş güvencesi hükümlerini etkisiz kılmakta. Milyonlarca sendikasız işçinin çalıştığı özel sektörde yaşatılan bu durum, şimdi kamuda hakim kılınmak isteniyor.

Birleşirsek kazanırız!

Özel sektörde sendika yok. Sendikasızlaştırmanın bedelini her gün milyonlar ödüyor. Kamuda ise sendikalar var. Türkiye'nin en büyük işçi sendikası Türk-İş kamuda örgütlü. KESK ve Memur-Sen'de yüz binlerce kamu emekçisi örgütlü. Türk-İş, KESK, Memur-Sen, DİSK ve Hak-İş konfederasyonları birlikte bu saldırıya karşı durursa hükümete geri adım attıracağı açık. İşçiler, kazanana kadar genel grev yaparsa AKP buna direnemez.

 

Ücretler zamlanmıyor, başka her şey zamlanıyor

Hükümet iki fahiş zammı arka arkaya yaptı. Elektriğe yüzde 10 zam geldi. Konutlarda kullanılan doğalgaz fiyatları yüzde 12.28 ile yüzde 14.35 oranlarında artırıldı. Her iki zam, kabarık faturalarla birlikte tüm ürünlerde fiyat artışını da beraberinde getirdi. Yeni bir zam dalgasının da kapıda olduğu söyleniyor. Buna karşılık hükümet kamu çalışanı ücretlerine önümüzdeki yıl yüzde 6 oranında zam yapacağını açıkladı. Yılın ilk ve ikinci yarısında yapılacak yüzde 3'lük zamlar, yine tüketim giderlerinin artışının altında bırakıldı. Toplu iş sözleşmelerinde aynı oranlar dayatılacak.

 

Saldırı küresel, direniş de küresel olmalı

Kıdem tazminatının fona dönüştürülerek yok etme, esnek çalışmanın kamuda da hakim kılınması, ücretler gerilerken çalışma sürelerinin artırılması planı hiç de "milli değil". Dünyada bütün burjuva hükümetler aynı yolu izliyor. Krizi derinden yaşayan ülkelerde bankalar ve şirketler kurtarılırken, fatura aynı yöntemlerle işçilere ödetiliyor. Türkiye gibi henüz krize girmeyen ülkeler ise şimdiden saldırı programlarını yürürlüğe sokuyor.

Saldırı küresel, direnişte küresel olmalı. Tahrir'den Wall Street'e uzanan sosyal adalet ve özgürlük isyanı Türkiye işçi sınıfına da yol gösteriyor.

 


Dijital sayı 27 - 11 Mayıs 2021 (pdf)

Dijital sayı 26 - 27 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 25 - 6 Nisan 2021 (pdf)

Dijital sayı 24 - 23 Mart 2021 (pdf)

Dijital sayı 23 - 16 Mart 2021 (pdf)

Abone olun

Dostlarımız

Marksist.org

Marksizm 2013

dsip
















Su Hakkı Kampanyası