Panos GARGANAS*
Yunanistan’da yeni bir hükümet var. Bu hükümet yukarıdan  aşağıya Avrupa Birliği ve IMF tarafından empoze edildi. Hükümetin başında eski bir bankacı var. Hükümette açık faşistler de yer alıyor.

Yeni hükümet programını Yunan parlamentosuna açıklayacak. 2016 yılına kadar sürecek büyük kesinti programlarından bahsediyorlar.

Bu, sözüm ona geçici bir hükümet. Seçimlerin ilanına kadar geçecek 3-4 ay işbaşında kalacak. Ancak seçimleri kim mkazanırsa kazansın bu hükümetin aldığı kararları sürdürmek zorunda kalacak. İşte size demokrasi!

Şimdiye kadar Yunanistan’ın özel bir olay olduğu bize söylendi. Eğer Yunan halkı biraz fedakarlık yaparsa avru istikrar kazanabilir.

Ne var ki İtalya’da olanlar bu tezi çürüttü. Şimdi daha uzun bir süre için daha büyük bir istikrarsızlık bekliyoruz.

Buna rağmen basın daha şimdiden “sorumlu” bir hükümet altında ne kadar daha iyi olduğumuzu anlatı- yor. Bu, krizden bankacıların değil politikacıların sorumlu olduğunu anlatıyor aslında.

Ama insanlar gerçeği görüyor. Yapmamız gerektiği söylenen fedakarlıklar aslında bankaları kurtarmak için yapılacak. Dolayısıya yeni bir hükümetin öfkeyi bitireceği tam bir hayal.

Ekim ayı boyunca insanlar grev ve gösteriler yaptılar. İşte yeni hükümetin korkulu rüyası da tam da bu.

Bankacı

Bu hükümet kesinti programını uygulamaya kalkıştığı an büyük bir muhalefetle karşılaşacak. İnsanlar mücadele etmekten vazgeçmeyecekler. Herkes yeni başbakan Lucas Papademos’un “saygıdeğer” bir bankacı olduğunu biliyor.

George Papadreou’nun hükümeti bizi IMF ve Avrupa Merkez Bankası’nın çizmelerinin altına soktu. İşçi mücadelesi onu devirdi.
Papandreu’nun son eylemi yardım programı için referandum istemek oldu. Bütün borsacılar, bankacılar finans kuruluşları işçilerin referandumda hayır demesinden ölesiye korktular.

Ama insanlarda köşeyi dönünce neyle karşılaşacaklarından korkuyorlar.

Bugünkü kriz 4 yıl önce ABD bankacılık sistemin içinde patladı.

O zaman bize Avrupa bankalarının öylesi borçlarıolmadığı söylendi. Bu tam bir yalandı.

Daha sonra kriz hükümetin çıkardığı bonolardan oluşan pazarlara sıçradı.

Bize krizin sadece yeterince üretken ve rekabetçi olmayan bir kaç güney Avrupa ülkesi ile sınırlı olduğu söylendi.

Şimdi artık bir çözüm olduğuna dair hiç bir güvenimiz kalmadı.

Üzerinde konuşulan kesintiler devasa ve işçilerden muazzam fedakarlıklar bekliyor.

Yaklaşık 60 bin kamu görevlisi işlerini kaybedecek.

Sadece faizleri karşılamakl için Yunanistan her yıl bankalara 20 milyar avro ödeyecek. Bu Yunan ekonomisinin 10 yıl önce ödediğinin tam iki katı.

Son 20 yılda Yunanistan GSMH’nın iki katını borçlara karşılık ödedi. Yani son 20 yılın en ikisini bankerlere borç ödemek için çalıştık. Şimdi bu ödemeyi iki katına çıkarmamızı söylüyorlar.

Şu anda sol resmi muhalefet olarak görülüyor. Hükümette yer almayan sadece 3 sol parti var: Komünist Partisi, Synaspismos ve anti kapitalist sol.

Kesinti programına karşı direniş şimdi uluslararası bir konu oldu. Patronlar her yerde krizden ve krize karşı işçilerin direnişinden korku- yorlar. Yunan örneği bu korkunun yayılmasına neden olabilir.

* Sosyalist İşçi’nin Yunanistan’daki kardeş gazetesi İşçi Dayanışması’nın editörü