Bahan GÖNCE
ILO raporuna göre dünyadaki çocuk işçi sayısı 250 milyon. Uluslararası yasalarca yasaklanmış olsa da pek çok ülkede çocuk emeği sömürülmekte. Oyun oynamak gibi temel bir haktan dahi mahrum bırakılan çocuklar, bedensel ve zihinsel açıdan büyük zarar görüyorlar.
1992'de İLO çocuk işçiliğinin sonlandırılması için acil eylem planı başlattı. Türkiye bu plana uyacağını açıkladı. Türkiye'de halen 960 bin çocuk işçi var ve 630 bin çocuk ağır koşullarda çalıştırılıyor.
Amed, İstanbul, Adana, Mersin ve Antep en çok çocuk işçinin olduğu şehirler. Mevsimlik işçiler, kağıt toplayanlar, mendil, su satan çocuklar çoğunlukla okula gidemiyor. Gidebilenler de temel eğitimlerini tamamlamaya fırsat bulamıyorlar.
Çocuk işçi sömürüsü konusunda uzman olan Frans Roselaers, "Çocukların yaptıkları iş ufak bir yardımdan öte." diyor. Ancak ucuz emek gücü olarak çocuk işçiliği, kapitalistlerin ağzını sulandırıyor. Öyle ki, İş Kanunu'nda, eğitiminin sağlanması kaydıyla 13 yaş üstü çocukların çalıştırılabileceği belirtiliyor. 2012 yılı için 'kanunlar çerçevesinde' asgari ücret 16 yaşından küçükler için günlük 25,35 aylık 760,50 lira olarak belirlendi.
Sömürünün 'yasal' yüzü
15-17 yaş arası gençler, Çıraklık ve Mesleki Eğitim Kanunu'na göre KOBİ'lerde haftada bir gün okula gidip geri kalan günlerde çalışıyorlar. Devlet ve sendikalar bu çocuklara 'genç işçiler' diyor. Eğitim adı altında çocuklar ucuz emek gücü olarak kullanılıyor.
Çocuk işçiliği insan hakları sorunudur
ILO'nun 14 yaşından küçük çocukların çalıştırılmasını yasaklayan 5 numaralı anlaşmasını 174 üye ülkeden 141'i onayladı. UNICEF'in 1995'te hazırladığı Dünya Çocuk Hakları Sözleşmesi de 179 ülke tarafından imzalandı. Buna rağmen emek sömürüsü artarak devam ediyor.
Çocukların çalıştırılması, Dünya Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne tamamen aykırı. Kar oranları artacak diye, 250 milyon çocuğun eğitim, giyim, barınma, sağlık gibi temel haklarından mahrum bırakılması kabul edilemez.