Newroz ile birlikte yeniden Kürt sorununda geriye dönülmeye başlandı.
Kürt özgürlük hareketi Newroz kutlamalarını 18 Mart’ta başlatıp devam ettirmek isterken, hükümet buna izin vermedi. Newroz gösterilerine her yerde yasaklar koydu, Kürt halkının bayramını engellemeye çalıştı.
Bütün polisiye önlemlere rağmen Kürtler Diyarbakır’da polis barikatlarını aşarak meydanı doldurdu. On binler, yüzbinler Diyarbakır’da bir araya geldi.
İstanbul’da Kazlıçeşme’ye girilemedi ama heryerde çatışmalar çıktı. Bir BDP yöneticisi bu çatışmalarda ölürken bir çok gösterici yaralandı. Çok sayıda gösterici tutuklandı.
Pazartesi günü Kürt özgürlük hareketi 55 yerleşim bölgesinde Newroz kutlamaları başlattı. Hemen her yerde Kürtler polis barikatlarını aşarak meydanları doldurdular. Hemen her yerde polis Newroz için bir araya gelen halka saldırdı, her yerde yaralılar var.
Polis her zaman kullandığı biber gazının yanı sıra ateş açtı. 70 yaşındaki Ahmet Türk’e önce gaz bombaları atıldı, ardından bir polisin yumruklu ve tokatlı saldırısına uğradı.
Çözüm Kürt kimliğinin tanınmasıdır
Yıllardır süren Kürt özgürlük mücadelesi bu mücadelenin zorbalıkla, polisiye önlemlerle, yasaklarla önlenemeyeceğini gösterdi. Bugüne kadar sayısız Kürt gösterisi yasaklandı, 1990’larda Newrozlar yaptırılmamaya çalışıldı ama bütün bu adımlar başarısız oldu.
Bugün baskı ve yasakların şansı hiç yok. Hareket çok daha güçlü, çok daha fazla güvenli.
Nitekim Kürt illerinde bütün baskılara ve yasaklara rağmen Newroz kutlamalarının yapılıyor olması bunun göstergesi.
Bugün doğru olan tek politika Kürt kimliğinin tanınmasını sağlayacak politik adımlar atmaktır. Ama tek başına bu da yetmez, aynı zamanda bu mücadeleyi yürüten güçlerin geleceği güvence altına alınmalıdr.
İlk adım KCK tutuklularının serbest bırakılmasıdır. Abdullah Öcalan’ın örgütüyle ilişki kurabileceği, tartışacağı ve çözüme katkı sağlayacağı koşulların yaratılmasıdır.
Bu adımlar atıldığı takdirde gerisi kolayca gelecektir.