2009 yılında AKP tarafından başlatılan ve kısa bir sonra sona erdirilen Kürt açılımı, şimdi de CHP tarafından başlatılmaya çalışılıyor. Önceki açılıma karşı çıkan CHP, bugün Kürt sorununda çözüm için inisiyatif almış durumda.
Erdoğan’la Kılıçdaroğlu, Kürt sorununda çözüm paketi için özel bir görüşme yapacak.
Bizler, Kürt sorununda demokratik çözüm adımları kimden gelirse gelsin, destekleriz.
Akan kanın durması yönündeki her girişim çok anlamlıdır. Diyalog, müzakere ve çözüm yönünde iradenin ortaya açıkça konması da çok önemlidir.
Ama, Tayyip Erdoğan ve Kılıçdaroğlu’nun Kürt sorununun çözümü için yapacağı görüşmede bir terslik var!
Bu görüşmede sorunun muhatabı yok. Yani, Kürt halkının meclise yolladığı temsilcileri yok. Temsilciler muhatap alınmıyor. Kürt halkının temsilcileriyle görüşülmüyor.
MHP, Kürt sorununun çözümü yönündeki her adıma temelden karşı çıkıyor ve imha siyasetlerini savunuyor.
Eğer diğer iki parti, hükümet ve ana muhalefet partileri çözüm konusunda adım atmak istiyorlarsa, öncelikle BDP’yi muhatap olarak kabul etmek zorundadır.
Onurlu bir barış süreci gerçekleşmeden Kürt halkının hakları, ulusal varlığı her düzeyde tanınmadan, Kürt halkının temsilcileri olarak gördüğü siyasi figürler muhatap alınmadan, hiçbir çözüm paketi, çözüme katkı yapmayacaktır.
Barış, savaşan güçler arasında yapılır.
Çözüm, sorunun muhatapları arasında gerçekleşebilir.
BDP milletvekillerine fezlekeler hazırlanırken, KCK tutuklamaları devam ederken, AKP-CHP görüşmesi barışa da çözüme de katkı sağlamaz.
Çözümün odağı, BDP’dir, çözümün yolu ise Kürt siyasi hareketinin tüm düzeylerde muhatap alınmasıdır.