Suriye devrimi sona ermedi. Devrim sürüyor. Rejim her gün onlarca insanı öldürüyor. Ama geçtiğimiz hafta, rejimin katliamcı yüzünü her gün göstermesine rağmen, Suriye’de 540 yerde muhalifler gösteriler, kitlesel eylemler düzenledi. Türkiye’de devrim çeşitli gerekçelerle, ihtiyaç duyduğu desteği bulamıyor. Hükümet, devrime, kendi çıkarları için müdahale ediyor. Başka türlüsünü beklemek doğru olmaz zaten. Hükümet Türkiye egemen sınıfının ihtiyaçları doğrultusunda isyanın, Esad’ın tasfiyesi ve bazı reformlarla sınırlanarak sonlanmasını istiyor.
Türkiye’deki muhaliflerin önemli bir kesimi ise Suriye’de yaşananı, yaşandığı şekliyle, yani bir halk ayaklanması olarak görmüyor. Suriye halkının isyanı, emperyalizmin müdahalesinin ürünü olarak algılanıyor.
Öte yandan sağcı ve milliyetçi bir AKP karşıtlığı, ortalığı bulandırıyor ve Suriyeli sığınmacılara karşı ayrımcı, ırkçı bir propaganda örgütlüyor. Bu propagandaya sol kavramlar eklenmesi, propagandanın sağcılığını ve tehlikelerini yok etmiyor.
Suriye’de ayaklanma, dünyadaki tüm siyasi güçlerin en merkezi sorunu.
Bu sorunun Suriye halkı lehine çözülmesi için, Suriye devrimiyle dayanışmayı kendi egemen sınıflarıyla süren mücadelenin en önemli politik odaklarından birisi olarak görecek kitlesel sol partilere ihtiyaç var.
Sadece Suriye sorunu değil! Kürt sorununda barış talebini yüz binlerce insanın eylemi içerisinde savunulan bir iddia haline getirmek açısından da, kapitalizmin krizine ve iklim krizine anti kapitalist bir yanıtın yığınsallaştırılması açısından da kitlesel sol partilere ihtiyaç var.
Devrimlere devrim diyebilen, hilafsız bir şekilde ezilen halkların yanında yer alan, küresel ısınma ve enerji sorununun çözümü olarak hükümetlere acil geri adım attırmayı hedefleyen bir aktivizmi sokakta örgütleyen, ne kendi halkından ne de diğer ülkelerin halklarından korkmayan, işçilerin, yoksulların eyleminden öğrenme yeteneği taşıyan, mobbing mağduru işçilere patronluk taslayan değil eylemlerinin yanında yer alan, hiçbir fobiye taviz vermeyen, ırkçılığın ve milliyetçiliğin tüm tezahürlerine karşı anında tepki veren, darbelere, darbe girişimlerine direnmiş olan ve direnmeye devam eden, AKP’ye karşı tüm ezilenlerin birliğini ve özgürlüklerini savunarak mücadele eden, kitlesel bir sol partinin yaratılması için, bu stratejik hedefe sahip olan DSİP’i daha da büyütelim. Antikapitalist bir kitlesel sol parti için, gelin birlikte örgütlenelim!