Volkan Akyıldırım
Herkes var olduğunu biliyor ama devlet kabul etmiyor.
Üzerine giden Doğan Öz gibi savcılar öldürülüyor. Zekeriya Öz gibi savcılar tehdit ediliyor.
MİT, Emniyet ve Milli Savunma Bakanlığı tek tek üyelerinin isimlerini biliyor.
On binlerce sayfalık Ergenekon iddianameleri uzantı ve ilişkilerini ortaya koyuyor.
Hakkında detaylı bilgi veren kitaplar bile var.
Gladio, kontrgerilla, Özel Harp, Seferberlik Tetkik Kurulu gibi türlü adları olan “örgüte” bugüne kadar dokunabilen olmadı.
Bugüne kadar…
Malatya’da Zirve yayınevinde üç Hristiyan misyonerin boğazları kesilerek vahşice katledilmelerinin davasında bu çok gizli denilen “örgüt”, ‘siyah’, ‘beyaz’ ve ‘turuncu kuvvetler’ diye adlandırılan tüm uzantılarıyla açığa çıkıyor.
Genelkurmay’a bağlı Seferberlik Tetkik Kurulu Başkanlığı adına Zirve katliamı davasına bakan mahkemeye gönderilen bilgi notunda, bu “örgütün” yasal olduğu savunuluyor.
Seferberlik Tetkik Kurulu adlı, darbeleri planlayıp organize etmekle ünlü askeri yapı Milli Savunma Bakanlığı ile koordineli çalışıyormuş.
Bu yapıda görev verilen “siviller” MİT ve Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından araştırılıyormuş.
Görev emri yine bakanlık tarafından veriliyormuş.
‘Siyah Kuvvetler’ olarak anılan kolda çalışan “personel” askerliğini komando olarak yapmış kişiler arasından seçiliyormuş. Pusu, baskın, keşif konusunda eğitim almışlar
‘Beyaz kuvvetler’ ise gözetleme, mukavemet, istihbarat ve haberleşme konusunda eğitiliyormuş.
‘Turuncu kuvvetler’ ise aktif görev vasfını yitiren “personelden” oluşuyormuş.
“Örgüte” bağlı “personel” sayısının binlerce olduğu ifade ediliyor.
Bunlar aramızda ve Genelkurmay deşifre edilmemelerini istiyor.
Türlü türlü isimleriyle Özel Harp, sosyalistlere, işçi hareketine, ezilen halklara ve azınlıklara kan kusturmuş bir yapıdır.
17 bin faili meçhul cinayet, Hrant Dink’in katledilmesi, Zirve katliamı onların eseridir.
Türk kontrgerillasının arşivi, 2010’da Ankara’da Seferberlik Tetkik Kurulu kozmik odası basıldığı andan itibaren yargının elinde.
İki ay önce bütün “personelin” isimleri yargıya ulaştı.
Bu bir dönüm noktası.
Ergenekon soruşmaları olmasaydı, Balyozcu generaller yargılanıp cezalandırılmasaydı bu noktaya varamazdık.
Şimdi bu “örgütle” hesaplaşma şansımız var.