11 Mayıs günü Reyhanlı’da meydana gelen bombalı saldırılar sonucunda onlarca yurttaşımız hayatını kaybetti, Suriye Devrimi başladığından beri Baas rejiminin uyguladığı şiddet sonucu Suriye kentlerinde oluşan görüntülerin benzeri Türkiye sınırları içerisinde ortaya çıktı.
Katliama ve bunun sonuçlarına bakış konusundaki pozisyonlar ise, Suriye’de iki yılı aşkın süredir yaşanan mücadele sürecine nasıl bakıldığıyla doğrudan ilişkili olarak belirleniyor.
Türkiye’de kemalizmi ve Suriye’de Baas rejimini savunan ulusalcı cephe, katliamı Suriyeli muhaliflerin yaptığını savunuyor. Bu cephe, Suriye’de de ilerici ve antiemperyalist Baas rejimine karşı “emperyalist destekli çetelerin katliamlar yaptığını” savunuyor.
Oysa Suriye’de Arap Baharı’yla birlikte halk baskıcı rejime karşı ayaklanmış, Esad ise gösterilere devletin şiddet aygıtlarını kullanıp katliamlarla yanıt vermişti. Binlerce kişinin Baas rejimi tarafından katledilmesinin ardından, Suriye ordusundan halka ateş açmayı reddedenler koparak barışçıl gösterileri korumak için bugün Özgür Suriye Ordusu olarak bilinen silahlı gücü oluşturmuşlardı. Suriye’de rejimle muhalifler arasında tırmanan şiddetin sorumlusu, özgürlük, onur ve sosyal adalet için ayaklanan kitleleri öldüren ve bugün hâlâ ülkenin birçok yerine havadan ve karadan saldırılar düzenleyen Baas rejimi.
Hükümet halkı korumadı, devlet seyretti
Reyhanlı’daki patlamada ise AKP hükümeti yurttaşların güvenliğini sağlamadı, saldırı sonucu onlarca kişinin hayatını kaybetmesine engel olamadı.
Katliam istihbaratlara rağmen gerçekleşti ve devlet seyretti.
İnsan hakları örgütü Mazlum-Der’in Reyhanlı’ya giderek hazırladığı rapor, katliamın öncesinde de sonrasında da devletin yaşananlara kayıtsız kaldığını gösteriyor.
AKP, saldırı sonrası getirdiği yayın yasağıyla patlamayla ilgili detaylar hakkında halkın bilgilenme sürecine sansür uyguladı. Sansür, kara propandaya istediği zemini sundu.
Reyhanlı katliamının failleri açığa çıkarılmalıdır. Dikatör Esad’a karşı mücadele eden Suriye halkının yanındayız!