AKP hükümeti savaş koalisyonunda hemen yerini aldı. Onların derdinin Suriye halkını kurtarmak değil Türkiye'nin bölgesel egemenliğini artırmak olduğunu 1 Mart 2003 Irak tezkeresinden biliyoruz.
AKP hükümeti, Baas rejimi ile her zaman iyi geçinmeye çalıştı, Suriye’de halk ezilirken ticari anlaşmalar yapmakta hiçbir sorun görmedi. Erdoğan daha dün katil Esad’la ailecek tatile çıkıyordu.
Suriye'de halk ayaklanmasına dışarıdan müdahale eden güçlerden biri Türkiye’dir. Muhalefetteki bazı güçleri destekleyip bazı güçlerin yenilmesini isteyerek Esad rejimine karşı direnişi bölmektedir.
Suudi Arabistan ve Katar ile Suriye'deki halk ayaklanmasının sırtına binen Türkiye devletinin dışarıdan müdahaleleri Esad rejiminin ömrünü uzattığı gibi Suriye'de savaşı körükledi ve Batı emperyalizminin müdahalesine uygun zemini yarattı.
Erdoğan emperyalizme meydan okuyan bir lider falan değildir.
ABD ve Batı emperyalizmini iki yüzlü olmakla suçlayan AKP, İncirlik’teki ABD Üssü ile her biri aslında NATO'nun üssü olan olan Türkiye ordusunun karargâhlarını emperyalist ittifakın kullanımına açıyor.
Esad rejimini silahlandıran ve ayakta kalkmasına yol açan Rus emperyalizmi ile de AKP’nin hiçbir problemi yok. Ellerinde Suriyeli çocukların kanı bulunan diktatör Putin, Türkiye’de krallar gibi karşılanırken Rusya ile yeni ticaret anlaşmaları imzalamak Erdoğan’ın asıl derdi idi.
Sınırda kendi vatandaşlarının can güvenliğini sağlamayan AKP hükümeti, Suriye devrimini boğacak ve Arap Baharı'nı bitirmek isteyen tüm güçlerin elini güçlendirecek olan emperyalist müdahaleyi insani gerekçelerle meşrulaştırmaya çalışıyor.
Rojava'nın özgürlüğünü engellemek için müdahalelerde bulunan AKP hükümeti Esad rejimine karşı direnişi bölüyor.
Mevcut tezkereye de Suriye'ye karşı yeni bir savaş tezkeresine de hayır!
İncirlik üssü ve tüm NATO karargahlarının Suriye'ye müdahale için kullanılmasına hayır!
Türkiye elini Suriye ve Rojava’dan çek!