Esad’ın gerçekleştirdiği son katliamdan sonra, ABD, İngiltere ve Fransa’nın başını çektiği emperyalist devletler Suriye’ye askeri müdahaleyi tartışıyor.

Her bir emperyalist devlet, Ortadoğu’ya askeri müdahale yapılmasını reddeden kendi halklarıyla karşı karşıya.

Afganistan ve Irak’tan sonra emperyalist müdahaleler meşruiyetini yitirirken, müdahale hazırlığına girişen devletler bir yandan da bu adımı atmakta kararsız ve egemen sınıflar kendi içlerinde bölünmüş durumda.

Savaş tehditleri savuran İngiltere’de meclis askeri müdahaleyi reddetti.

Doğu emperyalizmi, yani Rusya ve Çin ise BM Güvenlik Konseyi’nde müdahale planını reddederek uluslararası hukuk kanalını kapattı.

Gazetemiz yayına hazırlandığı sırada Beyaz Saray, ABD’nin çıkarlarına en uygun şekilde harekete edileceğini açıkladı. Bu, çelişkili bir süreç ancak askeri müdahalenin gelip kapıya dayandığı açık.

Baas diktatörlüğü, iki buçuk yıldır Suriye halkına havadan, karadan, “terörle mücadele” adı altında saldırıyor.

Devlet güçleri ve Esad yanlısı çeteler, bu süreç içinde on binlerce kişiyi katletti. Milyonlarca kişi evlerini terk edip ülke içinde yer değiştirmek veya komşu ülkelere kaçmak zorunda kaldı. Yüz binlerce muhalif işkencelerden geçirildi.

Küresel ve bölgesel müttefiklerinin yardımıyla ayakta duran Esad rejimi, Suriye halkının Arap Baharı’yla başlayan isyanını ezmek için en vahşi yöntemleri kullanıyor.

DSİP, bu sürecin başından beri, tüm Ortadoğu halklarının özgürlük ve demokrasi talepleriyle birlikte Suriye Devrimi’nin de zafere ulaşmasını destekliyor.

Yine en başından beri Batı’nın ve Türkiye'nin Suriye’ye yönelik hem politik müdahalelerine hem de askeri tehditlerine karşı çıkıyoruz.

Bugün askeri harekâtı tartışanlar, yüzyılı aşkın süredir Ortadoğu’nun kaderini savaşlarla, ölümlerle tayin eden siyasi güçlerdir.

ABD, İngiltere ve Fransa’nın tarihi, sömürgeciliğin tarihidir. Bu ülkelerin yönetimleri, yalnızca Ortadoğu’da değil, dünyanın her yerinde en baskıcı diktatörlükleri, askeri darbeleri, en büyük katliamları desteklemişlerdir.

Suriye rejimi bugüne kadar 100 binden fazla insanı katletti. Suriye’ye yapılan askeri müdahale hem ülkede hem de Ortadoğu’da savaş ve katliamları körükleyerek daha fazla insanın ölmesine yol açacaktır.

Bu savaş koalisyonunun askeri müdahalesi, dünyanın hiçbir yerinde olmadığı gibi, Suriye’de de halkın özgürlük ve demokrasi taleplerine yarar sağlamayacaktır.

Üstelik, müdahaleye niyetlenen güçler de bunu açıkça ifade ediyor. ABD sözcüleri amaçlarının rejimi değiştirmek olmadığının altını çiziyor.

Gerekçesi ne olursa olsun, son 10 yılda Afganistan ve Irak’ı kan gölüne çevirenlerin Suriye’ye askeri müdahalesine karşıyız.